24 Kasım 2015 Salı

Yonca Kaya Şahin: Fethullah Gülen teslim olsun!

Sayıları kırka ulaşınca artık kendilerini gizlemeyeceklerdi. Rahatlıkla “biz müslüman olduk” diyeceklerdi.

Hz. Muhammed peygamberliğini ilan edince ona ve inanlarına Mekkelilerin tepkisi çok sert olmuştu...

İnanan müslümanlara çeşitli zulümler reva görülüyordu...
Zulüm bazen güneşte üzerine taş koyup bekletme, bazen ata bağlayıp sürükleme bazen de ekonomik boykot oluyordu...

Bütün bunlara rağmen İslamı seçenlerin sayısı artmaya devam ediyordu.

Artan zulümden kaçmak isteyenler Peygamber Efendimize gelip Mekke'den başka yere gitmek için izin istemişlerdi.

İlk olarak Habeşistan'a hicret etti inananlar...
Ama O kaldı...

Zulüm ve baskıları artarak devam ediyordu. Medineli Müslümanlar ve kendisinden önce Medine'ye hicret edenlerin istek ve ısrarı üzerine Hz. Muhammed yanında Hz Ebubekir ile Medine'ye hicret etti...

Onun hicreti İslamın inkişafı için önemli bir dönemeç olacaktı...


Bütün hayatı ümmeti için timsal olan Peygamberin hicreti de sünnet elbette...

Şimdilerde "Fethullah Gülen Türkiye'ye dönsün" söylemi moda oldu. Bir ara da "cemaat özeleştiri yapsın" modası vardı. Onun gibi...


O çağrıları da iyi niyetli bulmamıştım, şimdi Gülen dönsün diyenlerin de iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum.

Hocaefendi 28 Şubat zulmü yaşanırken de hedefteydi. Şimdilerde "siz hiç o zaman bedel ödemediniz" diyenler arasında idamla yargılananlar olduğunu hatırlamıyorum nedense.
Benim aklımda idamla yargılanan, manşetlerdeki isim olarak sadece Gülen var nedense...

Ve sonrasında Amerika'ya gitti...


Orada, çok sevdiği ülkesinden uzakta olduğu için hüzünlü olduğunu biliyorum... Ama bir fedakarlık yaptı ve orada kaldı...

Henüz "gökten ne yağdı da yer kabul etmedi" iltifatları, "Gurbet bitsin" çağrıları yapılmamıştı. Herkes Hocaefendinin döneceğini konuşuyordu...


Hizmet camiası içinde de Hocaefendi artık döner diye beklentisi hakimdi. Ama Allah var ben hiç istememiştim. Buraya dönerse üzüleceğini düşünmüştüm nedense... Öyle öngörüleri falan olan bir insan değilim. Sadece histi benimki...

AKP zulmü artarak devam ediyor. Hukuk ayaklar altına alınarak üstelik. Kendilerine göre bir hukuk sistemi inşa ederek. Temel insani haklar yok sayılarak...

Can ve mal güvenliği tehdit altında cemaat mensuplarının...

İktidarın güç gösterisi artarak devam ediyor. Herkesin cumhurbaşkanı olduğu iddiasındaki Erdoğan ise cemaatle mücadelesinin öncelikle hukuk içerisinde olduğunu söyledi. Sonra söylediğinden kendisi de memnun kalmamış olacak ki “Attığımız bazı özel adımlar var ki, onlara çok farklı geleceği yaşatacak” diye kendi kendini tashih etti...

Ülkedeki hukukun, kamu düzeninin teminatı olması gereken cumhurbaşkanı, vatandaşların bir kısmını açıktan tehdit ediyor. Elbette bu durum hukuk devleti kaidelerine aykırı... Ama artık hukuk işlemediği hatta anayasa bizzat iktidar mensuplarınca ayaklar altında çiğnendiği için kimsenin hukuk güvenliği kalmadı...

Suriyelilere kucak açmakla övünüyoruz. Zalim iktidardan kaçanlara bir tabak sıcak çorba verdiğimiz, prefabrik konutta barındırdığımız için gurur duyuyoruz kendimizle. Hem öyle üç beş de değil. Neredeyse üç milyon Suriyeli iç savaştan, zalim yöneticiden, can ve mal güvenliğinin olmadığı ülkesinden kaçarak Türkiye’ye geldi... Dilenci olma pahasına hem de. Aç ve açıkta kalma pahasına...

Hal böyle iken ülkenin cumhurbaşkanı ülkesinin vatandaşına “tahmin bile edemeyecekleri” eziyetleri vaad ederken Fethullah Gülen neden geri dönsün?

Gitme imkanı olan neden Türkiye’de kalsın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder