CHP
Milletvekili Eren Erdem, "Muhalif medyaya açıkça kılıç çeken AKP
yönetiminin, korkarım ki muhalif hatta kendinde taraf olmayan bağımsız
basın emekçilerinin kartlarını yenilememesi gibi bir durum söz konusu.
Kan bulaştırdıkları basın kartlarına bir de yenileme bahanesiyle el
koymaya hazırlanıyorlar." dedi
CHP
İstanbul Milletvekili Eren Erdem, Basın Yayın Enformasyon Genel
Müdürlüğü'nün basın kartlarının yenilenmesine dair verdiği kararla
ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.
CHP
Medyaya Baskıyı İzleme komisyonu'nda da yer alan Erdem, "Seçim
sürecinde hepimizin tanık olduğu medyaya yapılan baskı ve basın
emekçilerine yönelik tutum, seçimden sonra da dozajı artmış bir şekilde
sürdürülmektedir. En son alınan bir kararla bir süredir sosyal medya
üzerinden yayılan bir söylentinin gerçekleştirilmeye başladığını
görüyoruz. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, basın kartlarının
henüz değiştirme zamanı gelmeden yenilenmesi için çalışmalar başlattı.
Bilindiği gibi ağustos ayında tamamen siyasal gerekçelerle değiştirilen
basın kartı Yönetmeliği, basın emekçilerinin birçok hakkını gasp etmiş
ve ciddi eşitsizlikler yaratmıştı. Yine basın kartını hak ettiği
belirlenen birçok gazeteciye kartlarının verilmediği, kartların ilgili
müdür tarafından keyfi olarak imzalanmadığı da bu süreçte ortaya
çıkmıştı. Muhalif medyaya açıkça kılıç çeken AKP yönetiminin, korkarım
ki muhalif hatta kendinde taraf olmayan bağımsız basın emekçilerinin
kartlarını yenilememesi gibi bir durum söz konusu. Kan bulaştırdıkları
basın kartlarına bir de yenileme bahanesiyle el koymaya
hazırlanıyorlar." ifadelerini kullandı.
'AKP, HAVUZ TETİKÇİLERİYLE DOLU BİR MEDYA ORDUSU OLUŞTURDU'
Seçim
sürecinde halkın doğru haber almasının engellenmesi için devletin tüm
organlarının kullanıldığını belirten Erdem, açıklamasına şöyle devam
etti: "Seçim sürecinde muhalefetin seçim kampanyası yürüteceği, halka
kendisini anlatacağı veya propaganda yapabileceği bir zemin yoktu.
Yaşanan dehşet verici katliamların gölgesinde ve devlet zafiyetiyle
beslenen güvensizlik ortamında elbette seçim kampanyası yapılmazdı.
Ancak bir diğer taraftan AKP yönetiminin tüm medyayı gasp eden tutumu da
muhalefetin kendisini halka anlatamadan seçime girmesine neden oldu.
Halkımız TRT'de onlarca saat AKP'nin yalanlar ve manipülasyonlarla dolu
açıklamalarına maruz kaldı, öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan
tarafsızlık şiarıyla(!) sürekli oy çağrılarını dinledi. Bu süreçte, bir
de özgür medyaya yönelik girişimler, tehditler ve saldırılar tüm bu
toplumsal gerçekliğin üzerinin örtülmesine neden oldu. Bu süreç maalesef
hala tüm hızıyla dozu artırılmış bir şekilde sürdürülüyor. Gazeteci
olduğunu iddia eden bir tetikçi, alenen bir medya grubuna el koyacağını
ve kendilerinin yöneteceğini söylüyor. Gazetecilerin işten atıldığı, bir
kısmının gözaltına alındığı, medya gruplarına kayyumların atandığı bir
süreçte şimdi de 'basın kartları yenilenecek' bahanesiyle tarafsız basın
emekçilerinin gazeteci kimliği gasp edilecek."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder