28 Mayıs 2015 Perşembe

Kösem Sultan rolünü Beren Saat kaptı


"Eylül ayında başlayacak olan Kösem Sultan dizisinin başrol oyuncusu Beren Saat oldu."


Eylül ayında başlayacak “Kösem Sultan” dizisinin başrol oyuncusu belli oldu. Kösem Sultan rolü için Beren Saat’le anlaşıldı.

Bensu Soral, Sibel Kekilli ve Tuba Büyüküstün’le birlikte sık sık gündeme gelen Beren Saat, rolün sahibi oldu.

Başarılı oyuncu, geçtiğimiz gün yapımcı Timur Savcı ile anlaşma imzaladı. “İntikam”ın finalinden sonra dinlenmek için setlerden uzaklaşan Saat, yakında “Kösem Sultan”la kamera karşısına geçecek.

Aziz Yıldırım şike davasında karar çıkana kadar devam edeceğini açıkladı


"Sarı-Lacivertli kulübün patronu, dün gazetelere kendisine yönelik verilen "Şimdi değilse ne zaman" başlıklı ilanın ölüm tehdidi içerdiğini söyledi."

"Belki bırakacaktım ama ilanı görünce kararım değişti, adayım" dedi. Ancak bir son tarih de vererek şike davasında mahkemeden karar çıktığı gün istifa edeceğini belirtti.

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım daha önce kulübün resmi kanallarından duyurulan basın toplantısı için dün kameraların karşısına geçti. Başkanlığa yeniden aday olduğunu açıklayan Yıldırım, 7 Temmuz'daki şike davasında mahkemenin olumsuz bir karar vermesi halinde istifa edeceğini ve kulüp üyeliğinden çıkacağını duyurdu.

"ÖNCE İSİMLERİNİZİ YAZIN"

Yıldırım devam kararı almasında asıl etkenin dün bazı gazetelerde tam sayfa yer alan "Şimdi değilse ne zaman" başlıklı istifa çağrısı içeren imzasız ilan olduğunu söyledi. İlanın son paragrafında yer alan “Şanlı bir törenle, anlayışla ve iyi niyetle, ‘rıza’ ile ayrılmanın vakti geldi. Daha fazla riske girmeden hâlâ iyi bir anı varken, ‘hoşçakal’ deme vakti geldi” şeklindeki cümlenin kendisine yönelik bir tehdit içerdiğini ifade eden Yıldırım "Bugün belki bırakma yönünde bir düşüncem olacaktı. Ama o ilanı görünce kararım değişti, adayım. Beni tehdit ediyorlar; vururuz, öldürürüz diyorlar. Benim anladığım o. Tehditle adam gönderemezsiniz. 20 kişi toplanıp metin yazıyorlar, önce isimlerini yazacaklar" dedi.

CİMBOM'A ŞİKE GÖNDERMESİ

"Fenerbahçe'yi onların yönetebileceğini bilsem çekilirim" diyen Yıldırım şöyle devam etti:  Mahkeme bitince kongre kararı alacağım. 7-8 Temmuz gibi karar çıkacak. Uzarsa sonraki mahkeme yine kongre kararı alacağım. Amacım bu lekeyi temizlemek. Karar lehimize olsa bile bırakacağım. Dinlenmek istiyorum. Ben öyle 3 tane cibiliyetsize cevap vermem. Mahkeme sonrası bütün hesaplaşmaları Avrupa'da ve Türkiye'de yapacağız. Şike yapıldı diye hapse attılar, Bursa'da Yurdaşen Karahasan'ın (Galatasaray eski yöneticisi) Bursa kalecisine verdikleri yazılıyor 1990 tarihli gazetede. Biz bunları dile getirmedik."

"30 MİLYON DOLAR VERDİM"

Kulübün hisse senedi satmasına asla izin vermeyeceğini ifade eden Yıldırım "İsteseydik 50 milyon euro kulübü borca sokar şampiyon olurduk ama Fenerbahçe'nin yarını olmazdı. Galatasaray 13 sene şampiyon olamadı. 30 mil- yon dolar kendi cebimden para harcadım. Fenerbahçe'ye ömrümü hayatımı verdim. İsmail hocaya kefilim dedim evet kefilim. Şampiyonluk kaçtı, suçlu benim. Futbolculara hakaret ediyorlar. O çocuklar Rize'de kurşunlandı. Evinden çıkamayanlar bu gazeteler verdikleri paraları gelip kulübe versinler. Kimsenin adaylığını engellemiyorum" ifadelerini kullandı.




'Yerli uçak' Alman malı çıktı



"‘Yerli uçak’ın modeli ve lisansı 13 yıl önce kapanan Almanya’daki Dornier’den satın alındı. Uçağın teknolojisi Amerika’dan gelecek, adını Türkiye verecek."

Meydan Gazetesi'nin haberine göre, Davutoğlu’nun “Yüzde 100 yerli, dünyada yankı uyandıracak” diye tanıttığı ilk yerli yolcu uçağı, Almanya’nın talep yetersizliği nedeniyle 2002’de üretimden kaldırdığı Dornier markalı uçaklar çıktı. 2011 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan tarafından seçim malzemesi olarak kullanılan ve dün Başbakan Davutoğlu'nun 7 Haziran seçimleri öncesi tanıtımını yaptığı ‘Yerli uçak’ın Alman malı olduğu ortaya çıktı. Davutoğlu'nun toplantısı öncesinde dağıtılan resmi belgelere göre Türkiye'nin ‘Yüzde 100 yerli’ ilk uçağı aslında Almanlar tarafından üretilen Dornier'ler olacak. Yerli uçak olarak tanıtılan Dornier'lerin pervaneli modeli 1991-2000, jet modeli de 1996-2002 döneminde üretilmişti. Her iki model de talep gelmediği için üretimden çekildi. Söz konusu yolcu uçaklarının bugüne kadar sadece ABD, Çin ve Danimarka kökenli tanınmamış hava yolu şirketleri tarafından kullanıldığı belirlendi.
 
Eski uçak modernize edilecek
 
Davutoğlu'nun toplantısı öncesinde Savunma Bakanlığı tarafından dağıtılan ‘Yerli uçak’ tanıtım broşürüne göre, Türkiye halen yurtdışında kullanılmakta olan bir uçağın iki modelini alıp, ABD'li bir firmanın yardımıyla modernize edecek. Daha sonra 32 kişilik uçağın jet motorlusu TRJ-328, pervaneli olanı ise T-328 adıyla Türkiye'de üretilecek. Broşüre göre üretimde Türkiye'ye ABD'li Sierra Nevada Corporation (SNC) şirketi yardım edecek. Söz konusu şirketin sahibi ise ABD'de yaşayan Türk olan Fatih ve Eren Özmen çifti. Özmen'lere ait NSC firmasının, söz konusu uçağı üreten Alman havacılık şirketi 328 Support Services'i kısa süre önce satın aldığı açıklanmıştı. Özmenler böylece Türkiye'de yerli uçak adıyla üretilecek Dornier 328 modelinin imalat, tasarım, bakım ve fikri mülkiyet haklarına da sahip olmuştu.
 
Davutoğlu: Dünyada büyük yankı yapacak
 
Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün gerçekleşen tanıtım toplantısında TRJ 328 adı verilen yolcu uçağının 2019’da ilk uçuşunu gerçekleştireceğini belirtti. Davutoğlu, 32 kişilik bu uçağın dışında ayrıca 70 kişilik bir modelinin de üretileceğini kaydetti. Başbakan şunları söyledi:  “Uçak tepeden tırnağa tamamen Türk mühendisliği ile üretilecek ve dünyada büyük yankı uyandıracak.”
 
1.5 milyar dolar harcanıyor
 
Fatih Özmen’e ait SNC firmasıyla yapılan sözleşmeye göre ilk etapta uçağın üretim hakları Türkiye tarafından satın alınacak. Ardından 50 uçaklık üretim için planlama yapılacak. Bütçe Savunma Sanayi Destekleme Fonu’ndan karşılanacak. Üretime TUŞAŞ da dahil olurken, projenin bütçesinin 1.5 milyar dolar olması bekleniyor.


Selahattin Demirtaş o iddialar üzerine resti çekti



"HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında açıklamalarda bulundu"

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIYLA İLGİLİ TARTIŞMALAR
 
- HDP’nin İslam’a karşı olması dine karşı olması gibi bir yaklaşım asla olmadı. Asla böyle bir saygısızlığımız bu kadar çarpıtmalara rağmen düşünülemezdi. Bu, başbakanın bilinçli psikolojik baskısıdır. Seçim bildirgemizde inanç özgürlüğünü de tanımladık. Hepsi eşit hizmet almayı hak ediyor. Biz diyoruz ki Diyanet İşleri Başkanlığı sadece bir dine hizmet etmesin bütün dinlere eşit hizmet sunsun. Devletten emir almasın özerk olsun. Ben kendimi inançlı Müslüman olarak tanımlıyorum buna rağmen neden meydanlarda bu kafirdir diye kampanya yürütüyorsunuz? Demirtaş din düşmanıdır açıklamaları seçmenin eğilimini değiştirmek içindir.
 
'ERDOĞAN'IN SÖZLERİ ZERDÜŞTLÜĞE İNANANLARA HAKARET'
 
- Taksim Kabe’mizdir dediğimi ortaya koysunlar istifa ederim. 1977 Taksim’inde 34 işçi burada öldürüldü dolayısıyla anmayı burada yapmaları lazım dedim. Nasıl ki bir Müslümana Kabe’den başka yer gösteremezsiniz bunu da yapamazsınız ifadesini kullandım. Ülkenin başbakanı Cumhurbaşkanı iftira kampanyasını yürüten birinden her şeyden önce korkulur.
 
(Sizin zerdüştlüğe eğiliminiz var mı sorusu üzerine) Zerdüştlük Ortadoğu'nun en yaygın dinlerinden biridir ben Müslümanım. Erdoğan'ın açıklamaları Zerdüştlük dinine inanan insanlara da hakarettir.
 
'KURAN SEÇİM MALZEMESİ HALİNE GETİRİLDİ'
 
(Kürtçe Kuranı Kerim) Bizim rahatsız olduğumuz meydanlarda bunu neden bir seçim malzemesi haline getiriyorsun. Sadece bizde değil herkeste rahatsızlık uyandırmıştır.
 
('Domuz eti yedi' manşetleri) Hayır ben domuz eti yemedim. Alıntı yaptıkları alman gazetesinde de böyle bir şey yazmıyor. Çevirisini yaparken çarpıtmışlar. Toplumun bir kesiminin gözünde beni karalamak için yapılmış kara propagandadır.



26 Mayıs 2015 Salı

Aslan şampiyon oldu, sosyal medya yıkıldı!






"Süper Lig'de 2014-2015 sezonunun şampiyonu Galatasaray olmasıyla birlikte, Twitter şampiyonluk tweetleriyle sallandı."



Fenerbahçe'nin İstanbul Başakşehir'le 2-2 berabere kalmasıyla Galatasaray 2014-2015 sezonunun şampiyonu oldu. Sarı-kırmızılılar bu şampiyonlukla 4. yıldızı ilk takan takım oldu. Bunun üzerine ise Twitter'da sarı-kırmızılı taraftarlar şampiyonluk tweetleri attı.
İşte o mesajlardan bazıları:
'Şampiyon Galatasaray'
'Sakin olun yine şampiyon Galatasaray'
'Herkes 4. yıldızı takacak ama tarih ilk bizi yazacak!!'
'Her şey unutulur hatıralar kalır size her mayıs bizi hatırlatır.. Bağırın şampiyon #galatasaray'
'Sezon başında kek kalbına girdiler diye dalga geçtiler sonuç ortada #şampiyon #GALATASARAY'
'Allahim sana binlerce kez şükürler olsun ki bize bu mutlulugu yasattin #Şampiyon #Galatasaray'
'Hayatımın tek doğrusu, en doğrusu! #Sampiyon #Galatasaray'


KPSS dalgasının arkasında Fuat Avni’yi deşifre planı çıktı!



"KPSS soruşturmasındaki son dalgaya savcının "Fuat Avni" tuzağı damgasını vurdu."

Sabah saatlerinde başlatılan KPSS’deki 3.dalga operasyonunda 44 isim hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Ancak hakkında gözaltı kararı bulunan 20 ismin “kaçtığı” öğrenildi. Savcının son operasyonu, öncekilerin aksine UYAP’a geç bildirmesi ise bomba bir detayı ortaya çıkardı.  Son dalga operasyonunun Fuat Avni tarafından yaklaşık 48 saat önce yani UYAP’a bildirilmeden önce sızması tüm gözleri Emniyet’e çevirdi. Gelen bilgilere göre Fuat Avni’nin yeri de tespit edildi. İşte “Fuat Avni deşifresi”nin detayları…
UYAP’A YÜKLENMEDEN FUAT AVNİ YAZINCA GÖZLER EMNİYET’E ÇEVRİLDİ
KPSS soruşturmasını yürüten savcı, Fuat Avni’nin “yerini” tespit etmek için son dalga operasyonunu son ana kadar gizli tuttu. Savcı, önceki dalgaların aksine son operasyonu UYAP’a da geç yükledi. UYAP’a yüklenmeden Fuat Avni’nin “KPSS’de yeni dalga olacak” tweetleri ise savcının ön görüsünü doğruladı.
3. dalga operasyonunun “UYAP’a yüklenmeden önce” Fuat Avni tarafından duyurulmasıyla
sızıntının Adalet Bakanlığı’ndan olmadığı ortaya çıktı. Savcılık, Emniyet içerisindeki köstebeği aramak üzere ayrrı bir soruşturma başlattı.
FUAT AVNİ’NİN YERİ TESPİT EDİLDİ!
Edinilen bilgilere göre Fuat Avni’nin ya da kaynaklarının bulunduğu olası birimler tespit edildi. Soruşturmayı gizli yürüten savcılığın Fuat Avni’ye ulaşmak üzere olduğu öğrenildi.


Ahmet Takan'dan AKP ile ilgili SKANDAL hile iddiası




"Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan, AKP’nin SESİK’inden Ankara kulislerine sızan iddiaları iddiaları köşesine taşıdı."

 Takan, AKP Genel Merkezi’nde Beşir Atalay’ın başkanlığında kurulan SESİK (Seçim Strateji İletişim ve Koordinasyon) ekibinin eriyen AKP oylarını kurtarmak için seçim hamlesi hazırlığında olduğunu iddia etti. Gazeteci Ahmet Takan, seçim gecesi AKP’nin  büyük bir hile yapmayı planladığını öne sürdü. Ve Ankara kulislerinde dolaşan iddiaları tek tek sıraladı.
 
İşte Ahmet Takan’ın hayrete düşüren o yazısı:
 
Tarzan zorda! Hem de çook, çok zorda... Seçim sahasından gelen gerçek veriler Recep Erdoğan’ı bunalımdan bunalıma sokuyor. Erdoğan, daraldıkça etrafındakiler kaçacak delik arıyor. 7 Haziran’dan sonra yakın çevreden pek çok kişinin, (jöleli-jölesiz) en uzak akrabasına kadar sorulan hal hatır ve fırçalardan dolayı epey bir süre psikolojik tedavi göreceği kesin.
 
AKP Genel Merkezi’nde Beşir Atalay’ın başkanlığında SESİK (Seçim Strateji İletişim ve Koordinasyon) ekibinin durumu da parlak değil. SESİK’in eriyen AKP oylarını kurtarmak için hamlelerini daha önceki yazımızda dile getirmiştik. Şimdi önümüzde, 27 Mayıs (Menderes) ve 29 Mayıs (İstanbul’un fethi) algı operasyonları var.
 
Her türlü devlet imkânlarını pişkince parti menfaatine seferber eden iktidarın 7 Haziran gecesine de çok özel (!) hazırlıkları var.
 
SESİK’ten Ankara kulislerine sızan iddiaları okumadan önce, 30 Mart 2015 akşamı ve gecesi yaşananları, sonradan ortaya dökülen fotoğrafların bir kez daha gözlerinizin önünde canlanmasını isterim. Hani şu ajanslar arasında geçilen partilerin oy sonuçlarındaki büyük tutarsızlıklarını... Ve de malum ajansın genel müdürünün parti yetkilisi gibi sabaha kadar AKP Genel Merkezinde nöbette kalması gibi..
 
Gelelim SESİK’ten sızan iddialara;
 
Beşir Hoca, seçimlerin yine malum devlet ajansının üzerinden takip edilmesine karar vermiş. Bu bağlamda alınan paralel kararlar da şöyle;
 
Malum ajansın televizyonları ve internet sitelerini seçim aboneliği yaparken fiyatları düşük tutarak abone sayısını artırması,
 
Bir üniversitenin teknokentinde 8 aydır çalışma yürüten ekibin seçim sonuçlarını girmesi,
Seçimle ilgili tüm çalışmaların SESİK tarafından takibi ve bu birimin yetkili kılınması,
Seçim günü için 20 milyon lira genel merkezden bütçe ayrılması (geçen sene 10 milyon liraydı).
Peki, AKP seçim günü malum ajans ile nasıl çalışacakmış?..
 
Malum ajansın seçim merkezi AKP’nin 4. katı olarak belirlenmiş. Burada, Mustafa Şentop ve YSK’da daha önce SEÇSİS’i kuran SAĞLAM biri de var. AKP ile malum ajans arasında taşeron bir şirket üzerinden anlaşma yapılmış.
 
Üniversite teknokentinde geliştirilen yazılım sayesinde sandık sonuçları optimal olarak istenildiğinde şişirilerek verilebilinecek. 7 Haziran günü ilk olarak Doğu ve Güneydoğu’da sandıklar açıldığı için HDP’nin oyları yüksek çıkabiliyor. Bunun önüne geçmek için İstanbul’daki özel bir ekip, geçen yıl olduğu gibi Bağcılar, Esenler ve Ümraniye’deki AKP oylarının yoğun olduğu mahallelerdeki okulların sonuçlarını 2011 seçim verilerini kullanarak sisteme girecekmiş. Böylelikle seçim yasağının kalkacağı saatten itibaren AKP oyları yüzde 70’lerde gösterilecekmiş. Önceden düşük fiyatla abone yapılan televizyonlar ve internetler de malum ajans, yani AKP teşkilat/kadın ve gençlik kollarının ilettiği verileri yansıtacak. Gece 24.00’lere kadar AKP oylarının yüzde 50’nin altına düşmemesi talimatı verilmiş. Ondan sonra ise en fazla yüzde 46’da kalması istenilmiş. Bir de eğer HDP barajı geçecek olur ise Doğu-Güneydoğu’da bazı bölgelerde sandık sonuçlarının girilmemesi ve yüzde yüze tamamlanmaması istenilmiş. Böylelikle, istenilen yerde itirazların yapılabilinmesi, istenilen yerde hileye rağmen sandık sonuçları kesin hükmünün verilebilinmesi kararlaştırılmış. Süleyman Soylu’ya da her türlü algı operasyonunu sosyal medya üzerinden yapma görevi verilmiş.
 
Tüm bunlar için, AKP genel merkezi, malum ajansın Tandoğan’daki yeri ve Erdoğan’ın seçim kara kutusu Mustafa Ataş’a bağlı İstanbul’daki bir ofiste üç farklı kozmik bürolar oluşturulmuş. Buraya özel kimseler dışında hiç kimse alınmıyormuş.
 
Ajansın Genel Müdürüyle İstanbul’daki bu manipülasyon ekibi arasında kırmızı hat kurulduğu da iddia ediliyor.
 
Sahadaki AKP’li elemanlar da partinin yüksek olduğu sandık sonuçlarını önceden vermeleri konusunda eğitildi. Bu yöntemle sandık başındaki muhalefet görevlilerinin motivasyonu düşürülüp, sandıkları erkenden terk etmeleri sağlanıyor. 
 
Peki illerde nasıl çalışılacak?.. AKP teşkilatları, kadın ve gençlik kolları ile AKP’li belediyelerde çalışan taşeron işçiler, malum ajans mensubu görünümlü AKP’nin kozmik seçim bürolarında çalışacak. Bu kişiler sandık başlarında verileri sisteme girerken özellikle küçük partilerin oylarını AKP’ye yazacaklarmış. MHP ve CHP’nin sandık sonuçlarının yüksek çıktığı yerleri sisteme girmeyeceklermiş. Memur-Sen/Eğitim-Birsen üzerinden atanan sandık başkanları aracılığıyla sandık kontrolü sağlanmaya çalışılacakmış.
 
Anlayacağınız; AKP sandığı esir almak için her yolu deneyecek. 7 Haziran gecesi de oldukça gerilimli geçecek. MHP ve CHP’nin sandık müşahitlerinin sandıklardan uzaklaştırılması için her türlü yol mubah olacak!.. Seçimin kaderini belirleyecek bu iki partinin sandık başında ve sonrasında azami özen göstermesi gerekiyor. SESİK’te, son anda ittifak yapan SP ve BBP’nin millî ittifak oyları da sandık girişi yapılırken AKP’ye yazılacağı konuşuluyor.
 
Unutmayın!.. 7 Haziran’da sandığa sahip çıkmazsanız; sabah kalktığınızda  “yahu ben AKP’ye oy vermedim. Çevremden kimsenin de bu partiye oy vereceğini duymadım. Allah Allah!.. Bu iş nasıl oldu da yine böyle oldu”  diye mızırdanmaya hakkınız olmaz.
 


25 Mayıs 2015 Pazartesi

Anadolu Atayün de dahil 5 kişi tutuklandı





"Konya'daki emniyet mensuplarına yönelik operasyonda aralarında Yurt Atayün'ün kardeşi, eski polis müdürü Anadol Atayün'ün de bulunduğu 5 kişi tutuklandı. "

Konya merkezli 19 ilde ‘Fethullahçı terör örgütüne üye olmak, soruşturmanın, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, gizlemek veya değiştirmek’ suçlamalarıyla 66 kişiye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan ve 25′i ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılan 43 şüpheliden 18′i dün adliyeye sevk edildi. Mahkeme, aralarında polis başmüfettişliğinden ihraç edilen 1′inci sınıf Emniyet Müdürü Anadolu Atayün’ün de bulunduğu 5 şüpheliyi tutukladı. Aralarında dönemin İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu ile Aktif İşadamları ve Sanayiciler Derneği Başkanı S.C.’nin de bulunduğu 23 kişinin ise arandığı belirtildi.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gecen cuma günü 19 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi. 31′i emniyet mensubu olmak üzere 66 kişiye yönelik yapılan operasyonda, sivil şüphelilerin çoğu işadamlarından oluştu. Şüphelilerin, paralel yapının Konya’daki finansal yapısını organize ettiği öne sürüldü. Gözaltına alınan şüphelilerin oluşturdukları mütevelli heyetinin, Konya’daki çok sayıdaki işadamından yardım amaçlı, usulsüz olarak ‘himmet parası’ adı altında paralel yapıya para topladığı, cemaate yakınlığıyla bilinen bir üniversiteye de araziyi usulsüz olarak temin ettiği iddia edildi.
Operasyon kapsamında gözaltına alınan polislerin ise 2008 yılında Okyanus Şirketler Grubuna yönelik yapılan operasyonda, sanıklara yönelik asılsız kanıtlar elde etmekle suçlandığı öne sürüldü. 66 kişiye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 43 kişiden aralarında eski YÖK Başkan Vekili ve halen Selçuk Üniversitesi İktisadı ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslarararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olan Prof.Dr. Şaban Çalış, Mevlana Üniversitesi’nin kurucu rektörü Prof.Dr. Bahattin Adam, 2008 yılında Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik yapılan operasyon döneminde Konya’da Asayiş Şube Müdürlüğü yapan Bingöl eski Emniyet Müdürü Ercan Taştekin’in aralarında bulunduğu 25 kişi polisteki ifadelerinin ardından serbest bırakıldıldı.
5′İ TUTUKLANDI
Sorguları tamamlanan 18 şüpheli dün sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi. Bunlardan 5′i savcılıktaki ifadeleri ardından serbest bırakıldı. Yaklaşık 16 saat süren sorgulama sonucu Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik yapılan operasyon döneminde Konya’da Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğü’nü yapan Polis Başmüfettişliğinden ihraç edilen 1′inci sınıf Emniyet Müdürü Anadolu Atyün, polis memurları Yücel Ö., Kerim D., işadamı Naim Ç. ve cemaate yakınlığıyla bilinen bir eğitim kurumunun eski genel müdürü Hasan Ç. tutuklandı. 8 kişi de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 
Kİ KARDEŞ EMNİYET MÜDÜRÜ PARELEL YAPIDAN TUTUKLANDI
Operasyonda tutuklanan Anadolu Atayün’ün, kardeşi olan eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü ve Ankara 2. Bölgeden Bağımsız milletvekilliği adayı Yurt Atayün ise daha önce İstanbul’da yapılan paralel yapı operasyonunda tutuklanmıştı.
“HUKUK MUKTEDİRLERE BOYUN EĞMİŞTİR”
Anadolu Atayün’ün avukatı Süleyman Küçüksucu, ”Hukuk bugünde, Türkiye yaklaşık 1.5 yıldır olduğu gibi muktedirlere boyun eğmiştir” dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir operasyon silahı olarak kurulan sulh ceza mahkemelerinde 13 saattir yapılan savunmalar ışığında biz gözaltındakilerin tamamının tahliyesini beklerken 2′nci Sulh Ceza Hakimliği’nin vermiş olduğu hukuka aykırı, vicdana, kanuna aykırı karar neticesinde Anadolu Atayün’ünde içinde olduğu 5 kişi hiçbir hukuki gerekçe belirtilmeksiniz yaklaşık 50 klasör tutan dosyalar tamamen okunmaksınız, hiçbir sebeb gösterilmeksiniz tutuklanmışlardır. Bu süreç burada bitmeyecek. Yeni tutuklamalar bekliyoruz. İtirazlar bekliyoruz. Daha önceden olduğu gibi ben bu elimde gördüğünüz cübbeyi utanarak taşıyorum.”
“BU BİZİM ŞEREF MADALYALARIMIZ”
 Anadolu Atayün’en eşi Birsen Atayün, “Bu bizim şeref madalyalarımız. Allah var, gam yok. Hiç üzülmedik, hiç sıkılmadık, acıtmadı ki. Diyeceğim; Allah bize de nasip etti. Acaba Allah bize nasip etmeyecek miydi, biz kötü insanlar mıyız diye düşünecektik” dedi. 
EMNİYET MÜDÜRÜ HSYK’DA YARGILANACAK 
Operasyonda İzmir’deki evine baskın yapılan ve bulunamayan eski Konya İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu hakkındaki yakalama kararına yapılan itirazlar sonucu Tuzcu’nun, suç tarihinde İl Emniyet Müdürü olduğu için HSYK Kanunu’na göre hakimlerin tanınan haklara göre yargılanması gerektiği bu nedenle de hakkındaki dosyanın HSYK’da olduğu ve ayrı yargılanacağı belirtildi. 
22 KİŞİ ARANIYOR
 Operasyon kapsamında hakkında yakalama kararı bulunanlar şunlar: 2008 yılında Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik yapılan operasyon sırasında Konya’da Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü yardımcısı olan ve İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü iken geçen yıl ihraç edilen Mehmet E.,o dönem teknik büro amiri Cemil U., amir Halis Ç., amir Mustafa A., amir İrfan K., Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nda şube müdürü Ahmet A.K., işadamları; Aktif İşadamları ve Sanayiciler Derneği Başkanı (AKTİSAD) Soner C., Ali A., Eşref Ç., Mehmet G., Mehmet Y., İbrahim K., Mehmet D., İbrahim Ö., Hasan H.B., Feyzi Ş., Mehmek H.H., Necati A., Nurettin A., avukatlar; Yalçın T., Muhammet E., Abdülkadır Y. 
Hakkında yakalama kararı bulunan ve polis tarafından aranan 3′ü avukat 9′u işadamı 12 kişinin yurt dışında olduğu belirtildi. Operasyon kapsamında geçen 11 Mayıs günü avukat M.O. ve sekreteri F.N.P. tutuklanmıştı.


Galatasaray 2-0 Beşiktaş



"Spor Toto Süper Lig'de 2014-2015 sezonunun son derbisinde lider Galatasaray seyircisi önünde Beşiktaş'ı 2-0 mağlup etti. Sarı kırmızılı ekibin golleri 11. dakikada Yasin ve 80. dakikada Sneijder'den geldi. Galatasaray bu sonuçla son haftaya girerken 76 puana ulaştı ve Başakşehir-Fenerbahçe maçını beklemeye başladı. 73 puanlı Fenerbahçe puan kaybederse Galatasaray şampiyonluğunu ilan edecek. Beşiktaş ise bu mağlubiyetle 66 puanda kaldı."

Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Hüseyin Göçek, Mustafa Emre Eyisoy, Kemal Yılmaz
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Kadir Balta, Telles, Melo, Hamit Altıntop (Dk. 90+2 Olcan Adın), Yasin Öztekin, Selçuk İnan, Sneijder (Dk. 90+3 Emre Çolak), Burak Yılmaz (Dk. 65 Umut Bulut)
Beşiktaş: Günay Güvenç, Serdar Kurtuluş (Dk. 46 Oğuzhan Özyakup), Sivok, Atınç Nukan, Opare, Necip Uysal, Kerim Frei Koyunlu, Hutchinson, Tolgay Arslan (Dk. 77 Mustafa Pektemek), Sosa, Demba Ba (Dk. 83 Cenk Tosun)
Goller: Dk. 11 Yasin Öztekin, Dk. 80 Sneijder (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 33 Demba Ba, Dk. 78 Sosa (Beşiktaş), Dk. 50 Olcan Adın (Yedek kulübesinde), Dk. 59 Melo, Dk. 78 Yasin Öztekin (Galatasaray)

47 BİN 800 KİŞİ DERBİYİ TAKİP ETTİ
Galatasaray ile Beşiktaş arasındaki kritik derbi mücadelesini resmi olarak 47 bin 800 kişinin izlediği açıklandı.
SOSA İLE YASİN ARASINDA GERGİNLİK     
Maçın 77. dakikasında iki takım oyuncuları arasında gerginlik yaşandı. Galatasaraylı Yasin Öztekin'in Beşiktaşlı Oğuzhan Özyakup'a yaptığı faul sonrası sarı-kırmızılı oyuncuya Sosa'nın gösterdiği tepki gerginliğe neden oldu. İki ekipten bazı oyuncular da olaya dahil olurken, kenar yönetimleri ve diğer futbolcular, ortamı sakinleştirdi. Yaşanan gerginliğin ardından Sosa ile Yasin Öztekin, sarı kart gördüler.
SNEIJDER'DEN HARİKA GOL
Karşılaşmanın 80. dakikasında önünde seken topa harika vuran Sneijder golü buldu ve skoru 2-0'a getirdi.
BEŞİKTAŞ SON 4 HAFTADA SADECE 2 GOL ATABİLDİ
Son 4 haftada kötü sonuçlar alan siyah-beyazlı takım, bu periyotta gol yollarında da etkisiz kaldı.
Sadece Gaziantepspor ve Akhisar Belediyespor maçlarında gol atabilen Beşiktaş, Torku Konyaspor ve Galatasaray karşılaşmalarında rakip fileleri havalandıramadı.
OLCAN KÜLÜBEDE CEZALI DURUMA DÜŞTÜ
Karşılaşmaya yedek başlayan Galatasaraylı Olcan Adın, saha kenarında ısınırken hakemlere bir pozisyon sebebiyle itiraz edince sarı kart gördü. Sınırda olan Olcan bu kartla cezalı duruma düştü. 

BILIC BU SEZON BÜTÜN DERBİLERİ YİTİRDİ
Geçen sezon teknik direktör Slaven Bilic yönetiminde ligde 6 mağlubiyet alan Beşiktaş, bu sezon daha fazla üzüntü yaşadı. Ligde 4 derbi maçından da mağlup ayrılan siyah-beyazlı takım, ayrıca Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, Eskişehirspor ve Torku Konyaspor karşılaşmalarından da yenilgiyle ayrıldı. "Kara Kartallar", Galatasaray karşısında aldığı sonuçla bu sezon 7. yenilgisine ulaştı.


DEMBA BA CEZALI DURUMA DÜŞTÜ
Beşiktaş'ın golcüsü Demba Ba, 33. dakikada yaşanan bir pozisyonda hakemin düdüğünden sonra topa vurduğu için sarı kart gördü. Ba gördüğü bu kartla cezalı duruma düştü ve son hafta mücadelesinde takımındaki yerini alamayacak.

BA'NIN KAFA VURUŞU DİREKTE PATLADI
20. dakikada Beşiktaş'ın sağ kanattan kazandığı serbest atışta topun başına Sosa geçti. Bu oyuncunun ceza sahasına ortasında Demba ba'nın kafa vuruşu direkte patladı.

YASİN'DEN SÜPER GOL
11. dakikada çalımlarla Beşiktaş ceza sahasına giren Yasin şutunu çekti. Kaleci Günay'dan dönen topa Yasin bir kez daha vurdu ve Galatasaray'ı 1-0 öne geçirdi.


Galatasaraylı Yasin Öztekin derbideki gol sevincini böyle yaşadı.

BEŞİKTAŞ DEVLER LİGİ ŞANSINI KAYBETTİ
Üst üste yaşanan puan kayıplarıyla şampiyonluk hedefini geçen hafta yitiren Beşiktaş, derbi mağlubiyetiyle ligi ikinci bitirme ve UEFA Şampiyonlar Ligi'ne ön elemeden katılma şansını son haftaya taşıyamadı. Bu iddiası için mutlak galibiyete ihtiyacı olan ancak sarı-kırmızılı rakibine mağlup olan "Kara Kartallar", son hafta öncesi 70 puanla ikinci sırada yer alan ve bir maçı eksik olan Fenerbahçe'nin 4 puan gerisinde kaldı. "Kara Kartallar", ligin bitimine bir hafta kala Galatasaray ve Fenerbahçe'nin arkasında sezonu 3. sırada tamamlamayı garantiledi. Beşiktaş, Süper Lig'de 33. hafta sonunda 20 galibiyet, 6 beraberlik ve 7 yenilgiyle 66 puan topladı.

Galatasaray Futbol Takımı'nı, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde yüzlerce taraftar sevgi gösterileriyle uğurladı.
DERBİLER GALATASARAY'DAN SORULUR!
Spor Toto Süper Lig'de Beşiktaş'ı 2-0 yenerek şampiyonluk yolunda bitime bir hafta kala çok büyük avantaj yakalayan lider Galatasaray, son dönemde Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye derbilerde üstünlük kurdu. Galatasaray, son 4 sezonda Beşiktaş ve Fenerbahçe ile oynadığı 20'si Süper Lig, 3'ü TFF Süper Kupa olmak üzere toplam 23 derbiden 13'ünü kazandı, 6'sında berabere kaldı, sadece 4'ünü yitirdi. Söz konusu dönemde rakiplerinin filelerini 36 kez havalandıran Galatasaray, kalesinde ise 22 gol gördü. Son 23 derbinin 19'unda en az bir gol atan sarı-kırmızılı ekip, sadece 4'ünde gol yollarında suskun kaldı
BEŞİKTAŞ 10 MAÇTIR GALATASARAY'I YENEMİYOR
Rekabetteki son 5 maçı yitiren Beşiktaş, Galatasaray ile yaptığı tamamı Süper Lig'e dahil son 10 derbiyi kazanamadı. Rakibi karşısında son galibiyetini 30 Nisan 2011 tarihinde BJK İnönü Stadı'nda 2-0'lık sonuçla alan siyah-beyazlılar, daha sonraki 10 maçta 7 kez yenildi, 3 kez de berabere kaldı, taraftarlarına 3 puan hediye edemedi


23 Mayıs 2015 Cumartesi

Meryem Uzerli hastanelik oldu




"Sırp medyasına göre Ozan Güven’le Belgrad’da gittiği gece kulübünde içkiyi fazla kaçıran Meryem Uzerli hastaneye kaldırıldı."



Film çekimi için Ozan Güven’le Sırbistan’a giden Meryem Uzerli, Belgrad’daki Sejk end Sejk isimli gece kulübünde votka ve şampanyayı fazla kaçırınca acil servise kaldırıldı. Oyuncunun sarhoş hali Sırp gazetelerinin ana gündem maddesi oldu. Uzerli’nin Güven’le Sancak’ta villa kiraladığı da iddialar arasında yer aldı.
Sırp Kurir gazetesi, gece kulübüne koruma ordusuyla gelen ve aşırı Alkol tüketen Uzerli’nin kendini kötü hissettiği için apar topar hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındığını yazdı. Yansıyan haberlere göre doktorlar, Uzerli’nin çok hızlı alkol tükettiği için rahatsızlandığını dile getirdi.


Bir efsane daha sahneden iniyor...



"Los Angeles Lakers'ta oynayan Kobe Bryant'ın, önümüzdeki sezon sonunda basketbolu bırakacağı açıklandı."

Basketbol tarihinin efsanelerinden Kobe Bryant da yolun sonuna geldi. Los Angeles Lakers Genel Menajeri Mitch Kupchak, yıldız oyuncunun önümüzdeki sezon sonunda basketbolu bırakacağını açıkladı.
Kupchak, "Kobe bana gelecek sezon sonunda basketbolu bırakacağını doğruladı. Sözleşmesinin son senesine giriyor" diye konuştu.
Ancak kapıyı açık bırakmayı da ihmal etmeyen genel menajer, "Şu anda aramızda yola devam etme yolunda bir görüşme olmadı, olacağını da sanmıyorum. Bundan 1 yıl sona, konuşulacak bir şey olursa, konuşuruz" ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki sezon Lakers'taki 20. senesini geçirecek olan Bryant, son dönemde sakatlıklarla boğuştu. Gelecek sezon 37 yaşına girecek Kobe, bu sezon sadece 35 maçta forma giyebildi.




Fuatavni'den şok Hürriyet Gazetesi iddiası



"Fuatavni, Twitter hesabından yeni iddialarda bulundu. Fuatavni'nin iddiasına göre, seçimlerde AKP'nin istediği oyu alması durumunda Hürriyet'e el konulacağını yazdı."

Twitter kullanıcısı Fuat Avni,Erdoğan'a sunulan anketlerle ilgili yeni iddialarda bulunup, seçim sonrası Hürriyet'e el konulacağını yazdı.
 
Mısır’ın devrik lideri Muhammed Mursi’ye verilen idam cezasının ardından attığı başlıkla hükümetin hedefi haline gelen Hürriyet’e el konulacağını iddia eden Fuat Avni, 1 milyona yakın takipçisi bulunan Twitter hesabına şunları yazdı:
 
1. ***** anketlere kafayı takmış durumda. İstediği sonuçları göremeyince acısını araştırma ve PR şirketlerinden çıkarıyor.
 
2. 15 Mayıs tarihli anketler sonrası bunalımda. AKP’nin oyunu POLLMARK % 36.8, ANAR % 39,2, DENGE % 40,9 olarak rapor etti.
 
3. Hasan Basri Yıldız (DENGE) %38 bulduğu oyu *****’in korkusuyla ANAR’ın sonucunu öğrenip % 2 arttırıyor.
 
4. Anket şirketleri arasındaki rekabet mide bulandırıcı. Herbiri *****’e bir diğerini şikayet ediyor.
 
5. İbrahim Uslu, Hasan Basri Yıldız’ı, o da Ertan Aydın’ı kötülüyor. Tek dertleri *****’e yaranmak.
 
6. İbrahim Uslu, Hasan Basri Yıldız’ın anket yapmadığını, açıkladığı sonuçları kendisine sorarak belirlediğini söyleyip duruyor.
 
7. ***** de Hasan Basri’nin anket sonuçlarının gerçeği yansıtmadığı görüşünde. ‘Bu adam sahtekar’ diyor.
 
8. Partinin anket ve PR firmalarının yetkilileriyle yeni bir toplantı yapıldı.
 
9. *****, kampanyanın başarılı yürümediğini söyleyerek toplantıdakilere ağzına geleni söyledi.
 
10. Şirketler başarısızlığın faturasını Davutoğlu’na kestiler. ‘Karizması yok, konuşmaları etkisiz, insanları heyecanlandıramıyor’ diyorlar.
 
11. ‘Davutoğlu’yla bu iş olmaz’ diyenler bile oldu. ‘Sizi mumla arıyoruz efendim’ diyerek yalakalık yaptılar.
 
12. Toplantıda Erol Olçak’tan şikayetçi oldular. ‘Olçak milletvekili adayı yapılmadığı için küskün, yeterince çalışmıyor’ dediler.
 
13. Toplantıdan, paralel konusunun istenen ilgiyi görmediği yeni bir düşman bulunması kararı çıktı.
 
14. Hürriyet’in internet sitesinin ‘Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanına idam’ haberiyle aranan düşman bulundu.
 
15. Varank, “Aydın Doğan ne yapmaya çalışıyor’ şeklinde bir tweet attınca hedef tespiti yapılmış oldu.
 
16. Hürriyet’in mektubu *****’i oldukça keyiflendirdi. ‘Doğan’ı nasıl bitirdiğimi hepiniz de görmüş oldunuz’ dedi.
 
17. Doğan Grubu’nun savunmaya çekilmesi ve duruşu *****’i iyiden iyiye cesaretlendirmiş durumda.
 
18. Seçim istedikleri gibi sonuçlanırsa Doğan medyasına el koyacaklar. Avaneler, “Artık önümüzde engel yok’ diyorlar.http://www.herkulhaber.net/gundem/fuatavniden-sok-hurriyet-gazetesi-iddiasi/4243/

Ekrem Dumanlı: İnsanları birbirine kırdıran bir derin yapı var



"Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrından, yandaş medyanın tutumuna, özgür medyanın susturulmasından kraldan çok kralcı hale gelen bürorkratlara kadar pek çok konuda konuştu. Dumanlı, insanları birbirine kırdıran derin bir yapı olduğunu söyledi. "

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı Samanyolu Haber Televizyonu'nda yayınlanan Gündem Özel programına konuk oldu. Samanyolu Haber Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar'ın sorularını cevapladı. Hükümete yakın Sabah gazetesinin geçtiğimiz günlerde yayınladığı yalan ve iftira dolu "Gülen'in sarayına her gün 100 bin dolar" manşeti hakkında konuşan Dumanlı, Turkuvaz Medya Grubu CEO'su Berat Albayrak'a seslenerek, "Berat kardeşim sen Fatih Koleji mezunu birisin, ayıp değil mi?" dedi. 
Dumanlı, parti kapatma davasında Tayyip Erdoğan'ın arkasında fırıldak çeviren insanların bugün bir anda Tayyip Erdoğancı olduğunu söyleyerek "Amerikayı Avrupayı dolaşıp 'Tayyipten bir şey olmaz zaten eşi de örtülü, bak benimki kapalı değil burayı ben toparlarım' diyen insanlar nasıl oldu da birden Tayyip Erdoğancı oldu." ifadelerini kullandı. Dumanlı ayrıca, insanları birbirine kırdıran bir derin yapının olduğunu söyledi.
İşte Ekrem Dumanlı'nın Savcı Serdar Coşkun'un özgür medyayı susturma girişimi, iftiracılığı tescillenen Latif Erdoğan'ın Meral Akşener'e yönelik çirkin iftirası, medyaya sansür, Kırmızı Kitap ve devlet içerisinde oluşturulan derin yapı gibi sorulara erdiği cevaplardan satırbaşları:
Cumhurbaşkanı’nın miting yapması doğru değil. Anayasa Cumhurbaşkanının eğer bir partiyle irtibatı varsa Cumhurbaşkanı seçildiği anda partiyle ilişiği kesilir diye emrediyor. Bu konuda bazı siyasetçilerin bazı bakanların ‘Ben Anayasa’yı tanımıyorum’ sözünü tanımıyorum. Böyle bir laf edilemez. Sen Anayasadan hoşnut değilsen oturursun yeni bir Anayasa hazırlarsın. O Anayasayı hazırlayıp Meclis’ten geçireceğin veya referandumla geçireceğin ana kadar bu Anayasa hem Cumhurbaşkanını bağlar, hem Başbakanı bağlar, hem Bakanlar Kurulu’nu bağlar, hem de her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını bağlar. 
Sen Anayasa’yı tanımıyorum dersen –bir bakanımız öyle demişti- vatandaş ben niye tanıyayım der. Anayasa’dan hiçbirimiz memnun değiliz. 12 Eylül Anayasasıdır, darbecilerin Anayasasıdır, Kenan Evren’in Anayasasıdır. Ama hoşnut değilsen değiştireceksin. Değiştireceğin ana kadar mecbursun. Anayasaya aykırı hareket edemezsin. Sen Anayasaya aykırı hareket eder, ‘Ben sizin bildiğiniz Başbakanlardan değilim, ben sizin bildiğiniz Cumhurbaşkanlarından değilim’ derseniz vatandaş da bir gün ‘Ben de sizin bildiğiniz vatandaştan değilim, sen uymuyorsun, partin uymuyor ben niye uyayım?’ diyebilir.
CUMHURBAŞKANININ BULUNDUĞU MAKAMI YIPRATMAMASI LAZIM
Burada ikinci bir sıkıntı daha var. Muhalefet feryad u figan ediyor. Biraz empati yapmak lazım. Erdoğan ve Davutoğlu muhalefette olsa, Kılıçdaroğlu veya Devlet Bey iktidarda olsa, devlet imkânları seferber edilse bu doğru bir şey olur mu? Bir Cumhurbaşkanı uçağa binecek, valiler seferber olacak, belediye başkanları seferber olacak, bir parti mitingi havası içerisinde, ‘Ey ana muhalefet lideri, CHP’nin lideri, MHP’nin lideri size altı tane koyun versem güdemezsiniz.’ Diyecek. 
Bu denmez. Başbakanken böyle ağız dalaşları olur ama Cumhurbaşkanlığı makamına oturan kişinin, üstelik Anayasaya uymakla namus ve şeref sözü vererek göreve başlamış bir insanın bu makamı yıpratmaması, kendisini yıpratmaması gerekir. Cumhurbaşkanı cumhurun başıdır. Türkiye’deki 70 küsur milyon insanı kucaklayacak olgunlukta, donanımda, birikimde bir yere oturması lazım, saygınlığının olması lazım. 
Ak Parti’den geliyor olmanız Ak Parti’yi desteklemenizi gerektirmez. Bir önceki Cumhurbaşkanı Ak Parti’nin kurucusuydu, Sayın Abdullah Gül. Herkes, iyi kötü sevmeyenleri bile bir miktar saygı duyuyordu, o makama saygının gereği olarak. Devletin imkânlarını kullanıyor diyorlar. Zaten partiler büyüklüklerine göre devletten yardım alıyorlar. Devletten yardım derken bizden yardım alıyorlar. Vatandaşlara şunu söylemek lazım, devlet dediğin mekanizmanın hazinesinin tamamı senin vergilerin, öderken farkında olmadığın vergiler, otomatikman kesilen vergiler, alışveriş yaptığında kesilen vergiler, araba aldığında kesilen vergiler, benzin aldığında kesilen vergiler.
ARTIK SEÇİMLERİN TADI KAÇTI
Seçimin tadının kaçtığını düşünüyorum. Eski seçimleri düşünün. Televizyonlarda bir tarafta rahmetli Özal oturur, öbür tarafta Süleyman Demirel oturur, öbür tarafta Erdal İnönü. Bir gün rahmetli Özal, İsmet Paşa’ya atıfta bulunarak Erdal İnönü’ye, “Sizin babanızın zamanında vatandaş ekmek karnesiyle ekmek alırdı” deyince İnönü, “Teessüf ederim Sayın Özal” dedi. 
Özal Erdal İnönü’yü rencide ettiğini anladı, hemen dedi ki, “Yanlış anlamayın, o günkü şartlar öyleydi.” Ustaca bir manevra yaptı. Rahmetli Erbakan, Meclis’te, televizyonda ne kadar esprili konuşurdu. Alparslan Türkeş’in kendine göre bir asaleti vardı. Siyasette bir çıta vardı, sataşmalar olurdu ama sonra kalkar el sıkışırlardı. Esprilerle devam eden siyaseti takip etmek gazeteciler için de bir zevkti. Şimdi liderler bir araya gelemiyor, ağır laflar söyleniyor. Bir de bu işin içine Cumhurbaşkanı girdi. Türkiye bu kadar savrulmamalı, Türkiye’de bu kadar kalite, Türkiye’de bu kadar tartışma kalitesi düşmemeli. Televizyonlarda da öyle. Daha 3 yıl önce adını sanını bilmediğimiz, 5 yıl önce sektörde hiç duymadığımız bazı arkadaşlar onu tehdit ediyorlar, bunu tehdit ediyorlar, ona şantaj yapıyorlar. Bunun tadı kaçtı., 
HİÇBİR SEÇİM ÖLÜM KALIM SAVAŞI DEĞİLDİR 
Seçim bir ölüm kalım meselesi gibi takdim ediliyor. Hiçbir seçim ölüm kalım savaşı değildir. İnsanların gönüllerini yıkıyorsan, toplumsal barışı yerle bir ediyorsan, insanların birbirine duyduğu güveni zir ü zeber ediyorsan kazansan ne olur? Bir sandık fetişizmi var. Bu doğru bir şey değil. Hele ‘dava adına’ yapılıyorsa, ‘İslâm adına’ yapılıyorsa. Bir sandık tanırım ben, amel sandığı. Kabre girdiğimiz zaman bize soracaklar. 
Bir seçimi kazanmak için yalan söylüyorsan, iftira ediyorsan, insanları ötekileştiriyorsan, insanlara vatan haini gibi sözler söylüyorsan seçimi kazansan ne olur? Seçimler önemlidir ama ölüm kalım meselesi değildir. Bunu bu kadar abartmanın, insanları birbirine karşı kışkırtmanın, var olmak ya da yok olmak gibi görmenin bir anlamı yok. Seçim nedir? ‘Ey bu ülkede yaşayan bütün vatandaşlar, bütün renkler, bütün insanlar, ben sizi yönetmeye talibim’ mesajıdır. Neyle yöneteceksin? Senin verdiğin vergileri iyi kullanarak seni yöneteceğim, demektir bu. 
Başımıza Ali kıran baş kesen kesilmenin de bir anlamı yok. Bizim paramızla bizi yönetmeye talipsin. Vatandaşın vergileriyle planlama yaparak, o ülkeye mesafe aldıracağını iddia ederek benden oy istiyorsun. Obama’yı düşünün, seçim çalışması yapıyor, Clintwood’a, Houston’a gidiyor, onu kefenli çocuklar karşılıyor. Akıl işi olabilir mi bu? Veya Merkel bir şey yapıyor, ‘ölümüne ölümüne’ deniyor. Hayatı hep böyle mi yaşayacağız? Stadyuma gidiyoruz insanlar ‘ölümüne ölümüne’ diyor. Bu stadyuma geleceksin, bir buçuk saat maç seyredeceksin, zevkini alacaksın. 
Yenilirsen canın sağ olsun diyeceksin, rakibi alkışlayacaksın. Yenersen elini sıkacaksın. Bu gerginliği anlamak mümkün değil. Demokrasilerde seçim bir yönetme talebidir. Patron vatandaştır. Sana ben emaneti verdiğim zaman, çoğunlukla veya koalisyonla sen dönüp vatandaşın tamamını veya bir kısmını eline sopayı alıp dövemezsin. Haddini bileceksin, ‘Burada halk başımın tacıdır’ diyeceksin. Vatandaştan vergi toplarken vatandaş eşitse, hizmet verilirken, adalet getirilirken de vatandaş eşittir. 
BAZI BÜROKRATLAR KRALDAN ÇOK KRALCI HALE GELDİ 
Manisa Emniyet Müdürü’nün bir açıklamasını gördüm, böyle Emniyet Müdürlüğü yapılmaz. Emniyet Müdürüysen Devlet memurusun demektir. Devlet memuru demek vatandaşın vergisiyle maaşı ödenen kişi demektir. Kanun emniyet müdürüne, savcıya, hâkime, siyasetçiye, vatandaşa nasıl bir çerçeve çizmişse, bu çizginin dışına çıkma hakkı hiç kimsede yoktur. Cumhurbaşkanında da yoktur. Anayasa der ki, bütün insanlar eşittir. Fakat devlet zırhına bürünen bazı bürokratlar, özellikle güvenlik bürokratları, polisler, savcılar, hâkimler, askerler kraldan çok kralcı hale geliyor. 

Ondan sonra bir iddianame hazırlanacak. O iddia makamı bir şeyler söyleyecek, müdafaa makamı bir şeyler söyleyecek, sonra onlar mahkemeye gidecekler, ellerindeki somut bilgileri ortaya koyacaklar, ardından da mahkeme bir karar verecek. Mahkeme kararı da yetmiyor. Mahkeme üst mahkemeye gidecek. Belki savcı itiraz edecek, belki vatandaş itiraz edecek. Üst mahkemeden sonra da yollar var. 
BİZİM KADAR HALA BİRBİRİNİ YİYEN, BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİLEN HALKLAR YOKTUR
İnsanların yaşayacağı tramvayı bugünden düşünüp gerek yok demek lazım. Bugün burada ilk defa bir şeyi açacağım, sözün tamamını bugün söylemek zor. Bir derin devlet var mı yok mu adına ne derseniz deyin bir şey var. Çeşitli sosyal grupları, siyasi grupları zaman zaman tehdit etmeyi düşünen, tehcil etmeyi düşünen, budamayı düşünen ben bunları hep şuna bağlamışımdır; Türkiye yer altı yer sütü özellikle yer altı zenginlikleri olan bir ülke değil. Türkiye'nin petrolü yok. 
Türkiye'nin doğalgazı yok. Türkiye'nin en kaliteli kaynağı insan. O yüzden insanını insanla kırdırmanın sağcılık, solculuk, Alevilik, Sünnilik, Kürtlük, Türklük falan ben her zaman bir kuşkuyla bakmışımdır. Çünkü bu ülkenin insanı genç, dinamik, yeniliğe adapte olabilecek bir insan topluluğu. Bunu durdurmanın tek bir yolu var; birbirine düşürmek. Her dönemde de bakın dünyada sular çok duruldu soğuk savaş döneminde bloklar vardı, Sovyet bloku vardı karşısında başka bir blok vardı. Ama artık bu bitti arkadaş. Bizim kadar hala birbirini yiyen, birbirine düşman edilen halklar yok. Ben burada şunu görüyorum.
İNSANLARI BİRBİRİNE KIRDIRAN BİR DERİN YAPI VAR
İnsanları birbirine kırdıran bir derin yapı var. Buna ne derseniz deyin, Ergenekon mu diyeceksiniz derin devlet mi diyeceksiniz. Bunun içinde de milli olduğunu, milliyetçi olduğunu iddia eden dindar olduğunu, muhafazakar olduğunu iddia eden hemen hemen bütün sağ kesime bir şekilde girmiş insanların olduğunu düşünüyorum. Bu insanlar hakikaten kendine milli denince milli mi bilmiyorum ama gördüğüm şey şu bir bakıyorum Demokrat Parti onun içindeler, bir bakıyorum Anavatan partisi onun içindeler, bir bakıyorum AK Parti onun içindeler. 
Cemaati kim bu kadar linç ediyor, Cemaati tırnak içinde söylüyorum gördüğüm insanlar kuşkumu artırıyor. Diyorum bu adam 28 Şubat'ta ne yapıyordu? 28 Şubat'ta Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) emrinde çalışan insanların bugün bir taşı kapıp da cemaate taş atması beni huylandırıyor. 28 Şubat'ta askeriyenin kışlanın yanından köşesinden geçemezken, akreditasyon denilen şu anki askerlerin kabul etmediği ve doğru olan da budur, hiçbir mantığı olmayan bir şekilde dindar insanların dışlandığı, başörtülü insanların çocuklarının ödül törenine giremediği günlerde komutanlara en üst düzeylerine danışmanlık yapan, ders veren, akıl veren insanlar bugün AK Partinin ön saflarında olmuş cemaati taşlıyor.
PARTİ KAPATMA DAVASINDA ERDOĞAN'IN ARKASINDA FIRILDAK ÇEVİRENLER, BUGÜN TAYYİP ERDOĞANCI OLDU 
Parti kapatma davasında Tayyip Erdoğan'ın arkasında fırıldak çeviren kendilerine milli diyen insanlar bugün bir anda Tayyip Erdoğancı oldu. Daha ötesini söyleyeyim Amerikayı Avrupayı dolaşıp 'Tayyipten bir şey olmaz zaten eşi de örtülü, bak benimki kapalı değil burayı ben toparlarım' diyen insanlar nasıl oldu da birden Tayyip Erdoğancı oldu. Uluslararası projelerden bahseden insanlar, AK Partiyi o projede içinde gören insanlar, istihbarat servislerine 20 yıl önce de çalışıyorlardı bugün de çalışıyorlar. Şimdi ilk kurşunu da sıkanların onlar olması beni tahaccübe sevk ediyor. Tamam şuradan buraya geçmen, o partiden bu partiye zıplamanı anlarım ama sen her dönem birtakım işlerin içine giriyorsun. Ben AK Parti tabanındaki çok güzel insanları görüyorum. 
AK PARTİDE ÇOK KIYMETLİ İNSANLAR VAR 
Ak partide çok kıymetli insanlar var. Ama bakıyorum birtakım insanlardan da neden huylanıyorum: ortada hiçbir şey yokken kılıcı kalkanı alıp adeta bir giyotine insanların kafasını tutar gibi sallıyorsun, beni huylandırıyorsun. Ben soruyorum o zaman sen 28 Şubat'ta Çevik Bir'in yanından ayrılmayıp onun emirlerini, tavsiyelerini, talimatlarını taşıyan adam değil miydin ? Erbakan Hocayı ancak devirse devirse şunlar devirir deyip haber gönderildiğinde haberi bir solukta ulaştıran sen değil miydin? Daha ötesini söyleyeyim bir gün seferberlik kuruluna kimler çalışıyor, kimler maaşlarını oradan alıyor özel harp dairesinde kimler bulunuyor ve bunlar ne kadar milli, ne kadar mlliyetçi, dindar, muhafazakar? Her dönemde muhafazakar kesimlerin içerisine girip hacıyatmaz gibi hep dik durabiliyorlar bunlar da bir gün ortaya çıktığı zaman anlaşılacak. Derin devletle ilgili çok şeyler yazıldı, çok şeyler söylendi ortaya çıktı ama muhafazakar, dindar, milliyetçi dediğimiz kendilerine milli diyen ama her siyasi ekole dağılan aramızdan bakan, başbakan çıktı, belediye başkanları çıktı, bir de Cumhurbaşkanı çıksın deyipparti kapatma davası sırasında yedekte bir parti kuran insanların bugün sanki Tayyip Erdoğan'ı arkadan vuran onlar değilmiş gibi reisçi olmaları beni kuşkulandırıyor. 
AKperest olmayalım HAKperest olalım İddia ediyorum bir gün seferberlk tetkik kurulu dediğimiz ve eski tabirle gladyo olmakla suçlanan bazı özel harp dairesi diye adlandırılan doğru mu yanlış mı bilemiyorum ve bir kısım hadiselerin de tetikleyicisi olduğu iddia edilenler 28 Şubat döneminde yazarvgörünümlü ama maaşlı personeller, bugün de yazar görünümlü maaşlı personeller yazarlık mı yapıyorlar yoksa kendilerine dikte edilen şeyler doğrultusunda bazı insanları, bazı grupları hedef alıp halkı birbirine mi düşürüyorlar bunun bir gün bazı somut verilerinin ortaya çıkacağını, çeşitli cemaatlere, tarikatlara, partilere bir şekilde giren orada duran vakti zamanı gelince oradan kaçıp bir başka pozisyon alıp geldiği yere taş atan insanların aslında tiynetlerinin ne olduğunun ortaya çıkacağını Cenabı Hak'tan dua ediyorum, bekliyorum. 
Bu konuda bildiklerim de var ama şimdilik bu kadar söylüyorum. Vatandaşlarımıza da şunu söylüyorum, geçen bir arkadaş kullandı ben de kullanıyorum AKperest olmayalım HAKperest olalım. Cemaat için de aynı şeyi söylüyorum. Herhangi bir cemaat mensubu olabilirsiniz ama cemaatçi olmayalım yani cemaat mefaatini, ülke manfaatinden, başka cemaatlere düşmanlık yapmakta kullanmayalım. Bediüzzaman Hazretleri'nin bu konuda veridği çok güzel ölçüler var. 
SEN BAZEN OLUR HAK EHAKTAN DAHA EHAK, BAZEN OLUR HASEN AHSENDEN DAHA AHSEN
Diyor ki, 'Sen bazen olur Hak ehaktan daha ehak, bazen olur hasen ahsenden daha ahsen, sonra da diyor ki ahsene ulaşacağım diye hasende ihtilaf çıkarmayın.' En iyi hizmet eden cemaat benim cemaat diyebilirsin, olabilir. Fakat ben haktayım diyenlere batıl dersen ben doğruyum diğerleri butlanda dersen, ben müminim diğerleri kafir dersen zulmedersen kim olursa olsun hangi cemaatten olursan ol bu bir zulümdür, doğru değildir, insanlara Allah rızası için, şu mübarek günelrde elimizi vicdanımıza koyalım Allah için, Bülent Arınç, ben Hidayet Karaca Beyi İstanbul'da tanıdım, meslektaşım.

Sen 30 yıldır tanıyorsun İzmir'den. Şimdi bugün Fethullah Gülen Hocaefendi'nin orada kaldığı bir vakıf yerinde, Allah dağıdır orası. Pensilvanya'nın bilmem ne dağında bir köyüne bir kulubecikte kalıyor diye şimdi saray denilerek saçma sapan şeyler yazılıyor. Hocaefendi artık dayanamamış söylemiş, 'damat bey buraya geldi burayı gördü, kaç metrekarede yaşadığımı daracık bir odada kaldığımı gördü, bütün bunlara rağmen bu başlıkları nasıl atıyor değer mi?' diyor. 
BERAT KARDEŞİM SEN FATİH KOLEJİ MEZUNUSU BİRİSİN, AYIP DEĞİL Mİ ?
Şimdi ben de soruyorum Berat kardeşim sen Fatih Koleji mezunu birisin, ayıp değil mi? Bildiğin bir şey bir de. Hodri meydan diyorum ben Zaman gazetesini yöneten sıradan bir adamım, ama iddia ediyorum 10 yıllık mal varlıklarımızı ortaya koyalım. Eğer 10 yıl önce göreve başladığımda elimde şu kadarcık bir defter ve yanında da bir telefon aldıysam Allah beni kahretsin. Gelin siz de söyleyin, gelin mal varlıklarımızı ortaya koyalım. Sadece kendimizin değil, eşimizin, çocuklarımızın yakın akrabalarımızın. 
Eğer sen malını 10'a, 20'ye katladıysan yatlarda katlarda, villalarda gemilerde transatlantiklerde müthiş bir servete kavuştuysan İslam davası bari bunu söyleme. 'Yanlız acı bir lokma ile pişmiş aştan, ayrılık anadan yardan arkadaştan' diyor üstat Necip Fazıl'In mısralarıdır bunlar. Dava böyle bir şeydir. Dava deme bu benim dünyayı kazanma yollarımdan bir tanesidir sen kendin bu yola git ben de bu yola gidiyorum de. Şimdi arkadaşlar paranın esiri olmuşlar, tanıdığım meslektaşlarım var paranın esiri olmuşlar, makamın esiri olmuşlar, sandalyenin esiri olmuşlar, evlerin yatların esiri olmuşlar değmez kardeşim. 100 yıllık bir çilenin ürünleriyiz biz, Akif'lerin Eşref Edip'lerin, Bediüzzamanların, Süleyman Efendilerin , Esad efendilerin çektiği çileler sonunda insanlar bir yere gelmişler sen ayağını ayağının üzerine atacaksın, puronu da yakacaksın, bir de kahveyi yanında bir çekeceksin sonra Mısır'da Suriye'de böyle oluyor diyeceksin.
MUHAFAZAKAR KILIKLI DERİN BİR YAPI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Bir derin yapı var. Onun bir kolu, bir ayağı var. Bu ayaklardan bir tanesi kendini muhafazakar, dindar, milli, milliyetçi muhafazakar kimliği ile devletin öteden beri belli kesimlerinden maaş alan insanlar var, onlar cemaat de cemaat kışkırta kışkırta ben tertemiz vatan evlatlarının da buna aldanmasını müslüman insanların, abdestli namazlı insanların, alnı secdeye değen insanların mümin insanlar hakkında gıybet yapmasını sağladıklarını, iftiraya alet ettiklerini düşünüyorum. 
Çok üzülmemek elde değil, adam sana bana burada çalışan insanlara okulda görev yapan insanlara neler neler söylüyor, yahu ahiret var ya. Adam kalkıp 'bunların dininden imanından şüphe ederim' diyor. Haşa bunu kim söyleyebilir? İsrail ajanı diyor. Sen az önce namazdan, seccadeden kalktın, adamın dilinde asarlar ahirette. Eğer varsa bildiğin bir şey hodri meydan çıkarır koyarsın. Şimdi bir arkadaş, onun da nereden beslendiğini sormam gerekir. İnsanların saygı duyduğu çok değer verdiği din adamlarına, fikir adamlarına mason diyor. Kardeşim ortaya attığın belgenin yalan olduğu ortaay çıktı. Hadi sen görevini yapıyorsun. Peki sade vatandaşın günahı ne? Bunları insan zannedip okuyorlar, kirleniyorlar, kirleniyorlar farkında değiller.
İNSANLARIN MALINA EL KOYMAK HARAMDIR 
İnsanların malına el koymak haramdır. Dinin beş korunması gereken şeyinden biri insanın malı mülküdür. En zor zamanlarda bile pkk'ya ait mallara basına el konulmadı. Kimsenin aklına da gelmedi. İnsanların mallarına el konulursa yabancı yatırımcı burada durmaz. Bunu Watson da dedi.
DOĞAN MEDYASINA YAPILAN YANLIŞ 
Aydın Bey'i sevmeyebilirsin ama ona DHKP-C elbisesi giydirmek ne demektir? O elbise giydiriliyor. Doğan grubuna yönelik tavır doğru değil.

MISIR VE SURİYE İÇ POLİTİKA MALZEMESİ YAPILMAMALI
Mısır ve Suriye'nin iç politikada kullanılması artık durmalı. Sisi deyip duruyorlar ama Sisi'nin yaptıklarını siz de yapıyorsunuz. Muhalif herkesi yok etme anlayışı olamaz. 80 darbesinden sonra sopalarla ayaklarımız şişene kadar dayak yedik. Latif Erdoğan ne içiyor kardeşim. Bu iftirayı atanların hukuk önünde hesap vermesi lazım. Hukukun bunu halletmesi lazım. Diyarbakır'a gittiğimizde zorunlu olmadığı halde emniyete de bilgi verdik. Onlardan bir şey istemedik sadece bilgi verdik. 4-5 bin kişiye konuştum. Arkadaşlar belediyeyi de ziyaret edelim dedik. Ve neredeyse 45 konvoyluk arabayla gittik. Halkın seçtiği bir belediye başkanı onlar da sağolsun bizi ağırladı. Hizmetlerini anlattı. Bir çay içip çıktık. Bunu zaman haber yaptı. Aradan 17 gün geçti. Bir haber yaptılar güya arka kapıdan gizli girmişim. Haberde de diyorlar ki arka kapıdan girip protokol kapısından çıktı. Diyor. Kardeşim hani gizliydi? Ne gizli olacak, ben halkın seçtiği belediye başkanını ziyaret ettim. Sen yıllardır kandil ve imralı ile görüş bir şey olmuyor. Ama bir gazetecinin halkın seçtiği belediye başkanını ziyaret etmesi üzerinden manipülasyon yapılıyor. Kime oy vereceksiniz diyorlar? Kardeşim oy meselesi bir vicdan meselesidir. Herkes vicdani kanaatlerine göre oy verir.