"Yeniçağ Gazetesi Yazarı Ahmet Takan, Erdoğan'ın Davutoğlu'na koalisyon şartı sunduğunu iddiada bulundu. "
Ahmet
Davutoğlu'nun Meclis grup toplantısının ardından yaptığı açıklamada
partilere gönderdiği gayriresmî heyetlerle söylediklerinin tam tersini
söylediğini belirten Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan, "Genel
başkanlık ve Başbakanlık koltuğunu kurtarmak için dans eden Ahmet Hocaya
Recep Erdoğan çok sert ültimatom vermiş." dedi ve Erdoğan'ın
Davutoğlu'na koalisyon şartları sunduğunu ifade etti.
İşte Ahmet Takan'ın dikkat çeken o yazısı:
Erdoğan, Davutoğlu’na şart koştu:
“Koalisyon ortağı Saray’a gelecek”...
Henüz
yemin etmeyen milletvekilleri ile alışık olmadık şekilde alelacele
parti genel merkezinde Meclis grup toplantısı yaptı. Ahmet Hoca, “kırmızı çizgimiz Erdoğan” dedi. Daha da ileri gidip koalisyon şartına bağladığı şu sözlerini tekrar hatırlamakta fayda var;
“Bizimle
koalisyonu düşünenler, devri sabık yaratalım, önce rövanş alalım, sonra
siyaset yapalım derseniz bunun altında kalırsınız. Bizimle koalisyon
kurmaya niyet edecek olanlara ilk çağrımız; Yumruklarınızı,
baltalarınızı gömün. Cumhurbaşkanımızı hedef alan her şey bizi hedef
almıştır.”
İşin gerçeği; CHP, MHP ve HDP’ye gönderdiği gayriresmî heyetlerle söylediklerinin tam tersini niye konuştu Ahmet Hoca?..
Beştepe’ye
yakın kaynaklarla görüştüm. Tahmin ettiğim gibi her tarafla genel
başkanlık ve Başbakanlık koltuğunu kurtarmak için dans eden Ahmet Hocaya
Recep Erdoğan çok sert ültimatom vermiş. En sert maddeyi aktarayım
önce;
“Koalisyon ortağı saraya gelecek...”
Erdoğan’ın
Davutoğlu’na verdiği 3 maddelik kırmızı çizgili ültimatomun diğer
maddelerine geçmeden önce bence tablo çok net. Erdoğan, Davutoğlu’na
“genel başkanlığı ve başbakanlığı kurtarmak istiyorsan kendini buna göre
ayarla” mesajını gayet net verdi... Onun için, bugünlerde AKP
borazanları yine siyasi tarihimizde hiç görülmeyen bir usulü üflemeye
başladılar. Neymiş efendim? “Davutoğlu hükümeti kurmak için görevi
aldıktan sonra her parti için ayrı komiteler kuracak. Bu komiteler eş
zamanlı olarak partilere gidecek ve teklifleri iletip cevapları
getirecek. Sonra bir yol haritası üzerinde yürünecek” mişmiş..
Bu arada en çok kendilerinin korktuğu erken seçim tehditlerini de sallamaya devam ediyorlar.
Eski dostu Abdullah Gül’ün verdiği “cesaret” de yeterli olmamış ki tekrar rotayı Saraya kırmış gibi gözüküyor Ahmet Hoca.
Çarşamba günü itibarıyla siyasi kulislerdeki “koalisyon şartları” tablosuna (özetle) bir daha bakalım:
Saray:
1-17/25 Aralık dosyası ve MİT TIR’ları dosyası açılmayacak.
2-Koalisyon ortağı Saray’a gelecek.
3-Saray’ın meşruiyeti tanınacak.
Davutoğlu:
1-Koalisyon yapacak partiye bakanlıkların üçte birini veririz.
2-Dönüşümlü başbakanlık olmaz. İki yıl sonra bakanlıklar arasında paylaşım yeniden güncellenir.
3-Saray’ın meşruiyeti tanınacak.
CHP:
1-Gezi olaylarında öldürülen gençlerin katilleri yakalanacak, soruşturmalar şeffaf bir şekilde yürütülecek.
2-17/25
Aralık dosyası açılacak. Soruşturmalar kaldığı yerden devam edecek.
Meclis’te yolsuzlukları soruşturma komisyonu şeffaf bir şekilde
çalışmalarını yürütecek.
3-Saray harcamaları denetime açılacak.
4-Havuza aktarılan kaynakların soruşturulması.
5-TÜRGEV faaliyetlerinin denetime açılması, bağışların kamuoyuyla paylaşımı.
MHP:
1-Yolsuzlukların soruşturulması.
2-MİT TIR’ları dosyasının açılması.
3- TİKA, Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın yurt dışında gerçekleştirdiği faaliyetlerin ilgili mercilerle paylaşılması.
4-Süleyman Şah’ta kaybedilen toprağın hesabının verilmesi
5-2012-2015 yılları arasında yapılan her türlü kamu harcamasının denetime açılması.
6-Çözüm/çözülme süreci adı altında Oslo ve Dolmabahçe’de varılan mutabakatın tutanaklarının kamuoyuyla paylaşılması.
HDP:
1-Oslo ve Dolmabahçe’de verilen sözlerin yerine getirilmesi.
2-Kobani eylemlerinde öldürülenlerin faillerinin yakalanması
3-Öcalan’ın nakli ve yerel özerklik şartının yerine getirilmesi, hükümet programına konulması.
Görüldüğü
üzere herkesin şartları ortada. Bu şartlardan vazgeçildiğinde herkes
başına neler geleceğini biliyor. Saray da şu geçen sürede partilerin
durduğu noktayı net olarak görmeye başladı. Bu süreçte Abdullah Gül’ün
de durumu net bir şekilde ortaya konuldu. Artık “Kardeşim Abdullah Gül”
dönemi bitti.
Öyle
anlaşılıyor ki, Saray’ın önünde bugün daha farklı hesaplar var.
Saray’da kurulan MİT koordineli özel mebus inceleme heyetini yazmıştık.
“Peki, buradan ne sonuç çıktı? dersiniz. Her hangi bir AKP azınlık
hükümetine destek verebileceği düşünülen vekiller az çok belirlendi.
258’in 276’ya tamamlanabilmesi için 18 ampul adama ihtiyaç var. Saray
ışıklarını yaktığında aydınlanacak, kapattığında sönecek.
Saray-AKMİT-SESİK çalışması devam ediyor. Ancak bu iş, sanıldığı kadar
kolay değil. Her bir vekil, Saray-AKP batağının ne anlama geldiğini
biliyor. Buranın dipsiz bir kuyu olduğunu, elini verenin kolunu değil
başını kaptıracağını biliyor. Tüm bunlar planlanırken HDP’ye verilen
ödünç oyların geri çağrılması için bir çalışma da yapılmıyor değil.
Kasım’da yapılacak olası seçim öncesi plan yine milliyetçi oylar üzerine
kurulu. MHP de HDP de aşağıya çekilecek şekilde, faaliyetler
yürütülüyor. Saray entrikaları Ankara’yı sallamaya devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder