8 Temmuz 2015 Çarşamba

Gazeteci Yazarla Vakfı'nın iftarındaki Gülen'in mesajı dikkat çekti


"Gazeteciler Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği geleneksel iftar yemeğinde iş, medya, akademi ve sanat dünyasından isimleri bir araya getirdi. İftarda Fethullah Gülen'in mesajı da okundu."

Gazeteciler Yazarlar Vakfı'nın (GYV) düzenlediği geleneksel iftar yemeğinde iş, medya, akademi ve sanat dünyasından bine yakın insan bir araya geldi. İftar programında hoşgörü, barış ve adalet mesajları verildi. İftar yemeğine ilişkin konuşan Gazeteciler Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak, "Gün gelecek, toplumun kutuplaştırılan ve bugün itibariyle birbirinden uzaklaşan kesimler, kardeşlik sofralarında birlikte oturacaklar. Aynı bugün olduğu gibi, farklı renklerin armonisi mümkün olacak.” dedi.

GYV'nin Hilton Otel'de düzenlediği geleneksel iftar programına; GYV Genel Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak, Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici, Samanyolu Haber TV Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar, Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Dünya TV Genel Yayın Yönetmeni Remzi Ketenci, Edebiyatçı Yazar Yavuz Bülent Bakiler, Meydan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Levent Kenez, eski milletvekili İlhan İşbilen, eski milletvekili İdris Bal, Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, Nuriye Akman, Modacı Neslihan Yargıcı, çok sayıda gazeteci, iş adamları, akademisyen, tutuklu polislerin aileleri, Soma şehitlerinin aileleri katıldı.

İftarın ardından kürsüye çıkan Cemal Uşşak, daveti kabul edip gelenlere teşekkür ederek konuşmasına başladı. Uşşak, "Bunca farklılıkla bir arada yaşayan devasa bir aileyiz. Çoğuz ve çeşitliyiz, iyi ki de böyleyiz, zira insana dair güzellikler ancak farklı renklerin bir arada bulunmasıyla ortaya çıkıyor. Bu güzel ülkenin renkli çocukları olarak bizler eşine az rastlanır bir tarihi tecrübenin; barış içerisinde bir arada yaşama tecrübesinin üzerinde yaşıyoruz. Bin yılı aşan bu tecrübe, acısıyla tatlısıyla, inişiyle çıkışıyla bizim hikâyemiz ve bu hikâye geleceğe dair ümitlerimizin de esin kaynağı.” ifadelerini kullandı.

GÜLEN'DEN MESAJ OKUNDU

Programda GYV Onursal Başkanı Fethullah Gülen Hocaefendi'nin güne ilişkin mesajı da okundu. Gülen, iftar programına özel verdiği mesajda şu ifadelere yer verdi: 
"Kendimi bildim bileli, hiç kimsenin soy, renk, din, inanç, mezhep ve düşünce farklılığı gibi hususlardan ötürü hor görülmediği, sürekli barış içinde beraber yaşamanın ve insanî güzelliklerde buluşmanın vesilelerinin araştırıldığı, “herkesi kendi konumunda kabul ve herkese saygı” ahlakının hâkim bulunduğu ve içteki bu birlik beraberlik ruhuyla dünya muvazenesinde de denge unsuru olabilmiş bir Türkiye hayal ettim.

Aslında, bu akşamki iftara ev sahipliği yapan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı da işaret ettiğim mülahazalar üzerine kuruldu ve o istikamette faaliyetlere koyuldu. Vakfın ilk programından itibaren yıllardan beri birbirine küs yaşayan farklılaştırılmış ve düşman kutuplar hâline getirilmiş pek çok kimse onun sevgi atmosferine koşmaya başlamıştı. Doğrusu bu, onların kendilerine yönelmeleri, kendilerini bir kere daha keşfetmeleri demekti. Çok iyi hatırlıyorum, birbirinin elini ürkek ürkek sıkan kimselerin, biraz beraber bulunduktan sonra “Meğer hep aynı düşünüyormuşuz!” ve “Meğer birbirimize ne kadar da yakınmışız!” dediklerini. Bütün bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın değerlendirmemize sunduğu fırsatlardı; ama bilmem ki bu fırsatları tam değerlendirebildik mi! Keşke değerlendirebilseydik!

KEŞKE O SEVGİNİN ÖNÜ HİÇ KESİLMESEYDİ

Evet, bir dönemde şöyle-böyle ayrıştırılmış, sun’î gerginliklere çekilmiş ve kavgaya kilitlenmiş değişik kesimlerin birbiriyle kucaklaşmaya ve sarmaş dolaş olmaya başladığı ve kendi kendimize reva gördüğümüz gurbet yıllarını arkada bıraktığımız o günler çok verimli günlerdi. Fakat acıdır, yapılan onca olumlu işin görülmemesi, takdir edilmemesi bir yana, o istikametteki aktiviteler birer cinayet gibi gösterilmek istendi; istendi ve bir mânâda dinamitlendi.

Şimdilerde o fevkalâde büyülü ve ümitle tüllenen günleri, saatleri ne zaman düşünsem, “Keşke o sevgi ve diyalog çağlayanının önü hiç kesilmeseydi!” deyip iki büklüm oluyorum. Ne kadar arzu ederdim, o nazlı nazlı bir araya gelişlerin, o yürekten birbirini selâmlayışların ve o sımsıcak akşamların devam etmesini! Hâlâ hatırlayabiliyorum, o samimî hislerin, o gönüllerden kopup gelen seslerin, o temel değerlerimize saygı çerçevesinde ortaya konan düşüncelerin iç dünyamızda uyardığı heyecanı, birlik ve beraberliğimiz adına hâsıl ettiği imanı ve ümidi.

DÜŞMANLIK DUYGULARI HORTLAMASAYDI


 
Eğer bir gün şeytan gelip aramıza girmeseydi ve fena huylara açık tabiatlardaki düşmanlık duygularını hortlatmasaydı, mızrabını yemiş bam telinden yükselen sesler gibi her yörede duyulan o heyecanlı nağmeler, o birbirine ulaşan eller ve birbirinin meziyetini mırıldanan diller hep aynı şeyleri söylemeye devam edecek ve o mütekabil saygı, hürmet teâtîleri sürüp gidecekti.

Her şeye rağmen, hep ümitle tüllenmiş o âhenkli, hatta biraz da âlâyişli toplanmaların, geliş gidişlerin farklı bir çizgide de olsa hâlâ devam ettiğini görüyor ve müteselli oluyorum. Şartların, konjonktürün gerektirdiği farklılık mahfuz; aynı üslûp, aynı eda, aynı düşünce ve aynı mülâhazaların binlerce, yüz binlerce sevgiyle çarpan sine tarafından temsil edildiğinde de tereddüdüm yok. Yakın bir gelecekte o zevk-u şevk akşamlarının mazidekilerini aratmayacak bir coşkuyla yeniden yaşanacağına ve her yanda sevgi soluklayıp duranların nefeslerinin duyulacağına inanıyorum.

Bu hislerle, “Hayallerimdeki Türkiye” temalı iftarınızın bereketli olmasını diliyor; herkese selam, hürmet ve teşekkürlerimi arz ediyorum.”

SOMA ŞEHİTLERİNİN AİLELERİ DE İFTARDAYDI

GYV'nin iftarında Soma'da maden faciasında şehit olan bazı işçilerin aileleri de hazır bulundu. Davetten ve kendilerine verilen önemden dolayı GYV'ye teşekkür eden aileler, hukuk mücadelelerinin devam ettiğini ancak mevcut adalet sisteminden ümitvar olmadıklarını söyledi.

Soma faciasında eşini kaybeden Naciye Kaya, “Vakfa daveti için teşekkür ederim. Çok mutlu olduk, bizim için değişiklik oldu. Şu an değişen hiçbir şey yok. Acılar bizim için hiçbir zaman hafiflemez. Adalet peşindeyiz, adalet arıyoruz. Adalet yerini bulur mu, Türkiye’de de pek sanmıyorum. Soma’nın durumu belli.” şeklinde konuştu. 

Oğlunu, kardeşini ve teyzesinin oğlunu faciada kaybeden Hatice Öztürk de gözyaşlarına hakim olamadı. Güçlükle konuşan Öztürk, “Bizim acılarımız ömür boyu dinmez. Hem evladımı hem kardeşimi hem teyzemin oğlunu 3 tane şehidim var benim. Acılarımız biz ölürsek ancak o zaman diner. Oğlum 6 aylık evliydi henüz.” dedi. 

POLİS AİLELERİ: BURADAKİ İNSANLARIN DUASINI GÖTÜRECEĞİZ

17-25 Aralık büyük yolsuzluk operasyonu sonrası tutuklanan polislerin aileleri de iftardaydı. Eski TEM Şube Müdürü Yurt Atayün'ün kızı Elif Atayün, iftara ve babasının yaşadıklarına ilişkin şunları söyledi: “Yaklaşık bir yıl olacak. Bu babamdan ayrı geçirdiğimiz ikinci Ramazan. İnşallah ayrı geçirdiğimiz üçüncü bayram olsun istemiyoruz. Böyle güzel bir organizasyona bizi davet ettiler. İsterdik ki bugün babam da yanımızda olsun, bu duyguları birlikte paylaşalım. Ama biz biraz buruğuz. Yarın açık görüşte onu göreceğiz. Bayramda yanımızda olsun, evimizde olsun istiyoruz. İnşallah inşallah bir an önce demokrasinin işlediği günlere kavuşmayı istiyoruz. Bir yıldır delilleri ortaya koyamıyorlar. İddianameyi hazırlamıyorlar ki tahliyeler gerçekleşmesin diye. Bugün tahliye haberleri aldık, bu da bizler için umut oldu. İnşallah biz de güzel günlere kavuşacağız. Bu güzel ortamdaki insanların selamlarını ve dualarını ileteceğim babam.” 

Komiser Hüseyin Korkmaz'ın Güney Koreli eşi Leyla Korkmaz da “Hayırlı bir zamanda çıksınlar istiyoruz. Bugün Silivri’de görüştük. Onlar Ramazan’ı çok iyi değerlendiriyorlar. Biz de mümkün olduğunca onları desteklemeye çalışıyoruz. Tuvalete çok yakın bir yerde iftar yaptırıyorlarmış. Kapılarda kilit olmadığı için biri lavaboya giriyor birisi dışarıda yemek yiyor. O kadar dar alanda bile çok değerlendiriyor diye duydum. İçeride hep dua, Kur’an, namaz dolu dolu geçiriyorlarmış.” şeklinde konuştu. 

FERMANİ ALTUN: ZALİMLER SALTANATTA, ZULÜMDE YARIŞIR 

Yaşanan ayrışmalara ve IŞİT tehlikesine dikkat çeken Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, duygularını şöyle dile getirdi: “Bir avuç terör grubu yüzünden büyük sorunlar yaşanmakta. Bunu empoze edenler dünyadaki din adına zalim din zalim dindarlardır. Zalim dindarlar cahil dindarları kullanıyorlar. Burada ehli kamil olanlara büyük görev düşüyor. Hangi inançtan, hangi meşrepten olursa olsun, nasıl inanıyorsa inansın ehli kamillerin hepsi ittifakta yarışan ve hak yolunda olan mübareklerdir. İslam’ı kurtarmamız lazım. Dünyayı bu terör vahşetinden kurtarmamız lazım. Buna öncülük yapan, zemin hazırlayan güçlerin yargılanmasını istiyoruz. Türkiye de en büyük hedeflerinin başındadır. Irak’ta Suriye’de yaşanan vahşetler adım adım Türkiye’ye taşınmaktadır hem uluslararası güçler tarafından hem Türkiye’deki yanlış politikalar yüzünden. O bakımdan yapılan ayrım ve ayrışmalar alt zemini hazırlamaktadır. Türkiye hem elini hem gövdesini bu vahşetin içine sokmuştur. Ehli kamil Müslümanların kucaklaşmasının dünden daha çok zamanı olduğunu söyleyebilirim. Adaleti, hakkı, hukuku, demokrasiyi paylaşmayı, dayanışmayı, beraber yaşamayı tesis etmemiz gerekiyor. 

Tüm insanlığın ve İslam aleminin de iki büyük düşmanı vardır; cahiller ile zalimler. Ehli kamil olanlar ittifakta yarışırlar. Cahiller ihtilafta yarışırlar, kavgada yarışırlar. Zalimler çıkarda, mevkide, saltanatta, zulümde yarışırlar. Hem dünya nizamını bozan, hem insanların arasına ayrılık tohumlarını eken bu zalimleri toplumun doğru tanıması gerekiyor.”

http://www.herkulhaber.net/genel/gazeteci-yazarla-vakfinin-iftarindaki-gulenin-mesaji-dikkat-cekti/6949/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder