31 Temmuz 2015 Cuma

Mustafa Sandal ile Gülben Ergen'i Acun Ilıcalı barıştırdı !

"TV8'deki 3 Ağustos'ta başlayacak 'Rising Star' yarışmasının jüri koltuğunda Demet Akalın ve Fuat Güner'in dışında Gülben Ergen ile Mustafa Sandal'ın oturacak olması büyük yankı uyandırmıştı."

Çünkü Mustafa Sandal 2011'de 'Şıkır Şıkır' şarkısını kendisinden izinsiz albümüne alan Gülben Ergen'i hırsızlıkla suçlayıp mahkemeye vermişti.


Dün gece objektiflere yansıyan Acun Ilıcalı 'İki yıldızı barıştırma süreci çok kolay oldu. Kırgınlıklar, gerilimler kimseye bir şey kazandırmaz' açıklamasını yaptı.

'Şıkır Şıkır' şarkısını izinsiz kullanan Ergen, Mustafa Sandal’a 12 bin 500 TL tazminat ödemişti.

Haftada iki gün yayınlanacak ‘Rising Star’dan Gülben Ergen’in bölüm başı 20 bin TL alacağı iddia edildi.




http://www.herkulhaber.net/magazin/mustafa-sandal-ile-gulben-ergeni-acun-ilicali-baristirdi-/8224/

Şota öyle bir intikam aldı ki!

"Trabzonspor Teknik Direktörü Şota Arveladze, sportif direktör Süleyman Hurma ile yaşadığı tartışmanın ardından kadro dışı bırakılan Onur Kıvrak’a sosyal medyadan destek veren 4 oyuncuyu Rabotnicki maçında ilk 11’e almadı. Özellikle kaleci İbrahim’in kesilmesi büyük şaşkınlık yarattı."

Trabzonspor’un Rabotnicki ile oynayacağı Avrupa ligi 3. ön eleme turu maçı öncesinde Teknik direktör Şota Arveladze büyük bir sürprize imza attı. Kaptan Onur Kıvrak ile Sportif Direktör Süleyman Hurma arasında yaşanan tartışma Bordo-Mavili camiada şok etkisi yaratırken, krizin boyutları Rabotnicki maçına da yansıdı.

Uğur Demirok, Instagram hesabından Onur Kıvrak ile yan yana çekilmiş bir fotoğrafını yayınladı.
Şota Arveladze, sosyal medyadan kaptanlarına destek veren oyuncular Erkan Zengin, Aytaç Kara, Uğur Demirok ve kaleci İbrahim Demir’i ilk 11’e almayarak bir anlamda takım arkadaşlarına destek veren futbolcuları da cezalandırmış oldu.
ŞOTA 81 DAKİKA DAYANABİLDİ!
Özellikle Onur’un yokluğunda kalede olmasına kesin gözüyle bakılan İbrahim Demir’in yerine 19 yaşında ve A takım ile sadece 1 maç tecrübesi olan Uğurcan Çakır’ın ilk 11’de olması büyük şaşkınlık yarattı. Ancak teknik direktör Şota Arveladze, bu kararına 81 dakika dayanabildi ve Erkan Zengin’i oyuna dahil etti.

Trabzonlu yıldızlar, Onur Kıvrak’a sosyal medyadan verdikleri desteğin bedelini yedek kalarak ödediler.




Aytaç Kara, Onur Kıvrak ile yan yana çekilmiş fotoğrafın üstündeki yazı bölümünü 'yorumsuz' bıraktı.

http://www.herkulhaber.net/spor/sota-oyle-bir-intikam-aldi-ki-/8225/

MEB Zulümden Vazgeçmiyor; AYM'ye Rağmen Dershaneye Yeni Kumpas !

"Anayasa Mahkemesi’nin dershanelerin kapatılmasıyla ilgili düzenlemeyi iptal etmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın izleyeceği yol haritası belli oldu."

Plana göre, dershaneler kayıt almaya devam edemeyecek, çeşitli kurslara dönüşüm için yeni bir süreç başlayacak.

Milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren dershanelerle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) gerekçeli kararını açıklamasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nda Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, Hukuk Müşavirliği ve birim müdürlüklerinin hazırladığı yeni formül, Bakan Nabi Avcı’nın onayına sunuldu.
Bakanlığın üst düzey yetkililerinden edinilen bilgiye göre, ‘dershane’ ibaresini yürürlükten kaldıran madde iptal edildi; ancak AYM kararları geriye işlemiyor ve mevzuattan çıkan ‘dershane’ kavramı yeniden mevzuata girmiyor. Bu nedenle MEB’e göre; karar sonrasında temel liseye dönüşüm başvurusunu geri çeken ya da hiç başvurmayan  dershaneler yasal dayanakları bulunmadığı için faaliyetlerine devam edemeyecek.

Bakanlığın dönüşüm için sunduğu alternatifi kabul etmeyen ve dershane olarak devam edenler, ‘yasal olmayan eğitim kurumu’ kapsamında değerlendirilecek.
Kapanan dershaneler ise yeniden bu ad altında faaliyet gösteremeyecek. Dershanelerin, Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun “Kişilerin sosyal, kültürel ve mesleki alanlarda bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirmek üzere faaliyet gösterecek özel öğretim kurumları açılabilmesi” ni öngören hükmü uyarınca çeşitli kurslara dönüşmek için yeni  bir başvuru yapması gerekecek. ‘Çeşitli kurslar’ın tanımı ve kriterleri ise yönetmelik ile bakanlıkça yeniden belirlenecek. Bir kurumun mesleki beceriyi geliştirme kapsamında sadece tek alanda mı, dershaneler gibi birçok alanda mı eğitim vereceği de yeni tanımdan sonra netleşecek.
Özel okula dönüşen kurumlar ise daha önce de belirtildiği gibi temel lise faaliyetine devam edebilecek. İsterlerse, diğer özel okullar gibi öğrencilerine takviye kursu da açabilecek.

ÖĞRETMENLER DEVAM

Bakanlık yetkililerine göre, müsteşar ve talim terbiye kurulu başkanı hariç bakanlığın üst düzey yetkililerinin ve il milli eğitim müdürlerinin görevden alınmasına ilişkin hüküm iptalinin ise fiili bir yaptırımı yok, bu kişiler görevlerine iade edilmeyecek.
Bakanlık, 6 yılını dolduran dershane öğretmenlerinin KPSS aranmaksızın mülakatla atanmasının iptaline ilişkin ise bu öğretmenlerin açıkta kalmaması için başka bir formül arayışında.
YOL HARİTASINI AÇIKLAYACAK


Hürriyet'in haberine göre Bakan Avcı, bugün, İstanbul’da dershane temsilcileriyle bir araya gelecek. Basına kapalı toplantıya, Özel Dershaneler ve Özel Öğretim Kurumları Birliği Derneği, Özel Öğretim Derneği, Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği ve Özel Öğretim Kurumları Birliği Derneği temsilcileri katılacak. Avcı, AYM’nin kararının ardından çizilen yol haritasını sektör temsilcilerine bizzat kendisi açıklayacak.


http://www.herkulhaber.net/genel/meb-zulumden-vazgecmiyor-aymye-ragmen-dershaneye-yeni-kumpas-/8213/

Abdullah Gül'den erken seçim ve dokunulmazlık açıklaması !

"11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, erken seçim ve dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda açıklamalarda bulundu."

Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, şunları söyledi: En çok oy alan büyük partilerin bir araya gelmesi lazım. Almanya’da nasıl oluyor. Güçlü partiler oturup konuşuyor. Güçlü bir hükümetin kurulmasının doğru olduğunu düşünüyorum.

DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI

1990’larda bunlar oldu. Bir işe yaramadı. Terörle mücadele ayrı bir şey. Teröriste fırsat vermemek terörle mücadelenin en önemli unsurlarından biri. 


http://www.herkulhaber.net/genel/abdullah-gulden-erken-secim-ve-dokunulmazlik-aciklamasi-/8228/ 

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Gülben Ergen ve Mustafa Sandal aynı programda

"Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu TV8’in yeni yarışma programı ‘Rising Star’ (Yükselen Yıldız) 3 Ağustos’ta başlayacak."

Demet Akalın ve Mustafa Sandal’dan sonra iki jüri üyesi daha kesinleşti. Biri MFÖ’nün Fuat Güner'i diğer isim ise Gülben Ergen oldu.


Mustafa Sandal ve Gülben Ergen mahkemelik olmuştu

2011 yılında Mustafa Sandal’la ‘Şıkır Şıkır’ şarkısına düet yapan Gülben Ergen bu şarkıyı Sandal’dan izinsiz albümüne alınca ikilinin arası açılmıştı. Sandal, Ergen’i mahkemeye vermişti



‘HIRSIZLIK YAPTI’

Mustafa Sandal o dönem Ergen için şunları söylemişti: ‘Ne benden ne de parçanın bestecisi Amr Mostafa’dan izin alındı. Bana ait bir şey, benden çalındı. Bu düpedüz hırsızlık ve saygısızlık’ deyip mahkemeye koşmuştu. Gülben Ergen’in barış isteğini ise geri çevirmişti.

 2014 yılında sonuçlanan davada Ergen, Mustafa Sandal’a 12 bin 500 TL tazminat ödemişti. İkilinin bu olaydan sonra aynı koltukta yer almasının yarışmaya nasıl yansıyacağı merak konusu oldu.

2 GÜNE 40 BİN TL ALACAK

Haftada iki gün yayınlanacak ‘Rising Star’dan Gülben Ergen’in bölüm başı 20 bin TL alacağı iddia edildi.

http://www.herkulhaber.net/magazin/gulben-ergen-ve-mustafa-sandal-ayni-programda/8064/ 

Fenerbahçe Shakhtar maçı için UEFA'ya itiraz etti

"Fenerbahçe Kulübü, Shakhtar Donetsk'in doping testindeki ilk numunesi pozitif çıkan Fred'i oynatması nedeniyle UEFA'ya itirazda bulundu."

Fenerbahçe Kulübü, 0-0 sona eren Shakhtar Donetsk maçı için UEFA'ya itiraz etti.
Brezilya medyasında dün gece yer alan haberlerde Ukrayna ekibinin orta saha oyuncusu Fred'in, Brezilya Milli Takımı ile katıldığı Copa America'da verdiği doping numunelerinin pozitif çıktığı iddia edildi. Gün içerisinde bu haberler doğrulandı ve Brezilyalı futbolcunun Fenerbahçe maçında oynamayacağı ifade edildi.


Fenerbahçe maçına ilk 11'de başlayan Fred, 90. dakikada yerini Malyshev'e bıraktı.


Ancak Shakhtar Donetsk Teknik Direktörü Mircea Lucescu Kadıköy'de büyük bir sürpriz yaparak, Fred'i ilk 11'de sahaya sürdü. Sarı lacivertli kulüp de bunun üzerine maçın devre arasında UEFA'ya dilekçe vererek itirazda bulundu. Fenerbahçe Kulübü yetkililerinin, Shakhtar Donetsk yöneticilerinin, dopingli olduğunu bilmelerine rağmen Fred'i oynattığını ifade etti.
Bu arada Brezilyalı futbolcunun ikinci numunesinin henüz açılmadığı, bunun da pozitif çıkması halinde 1 yıla varan cezalar alabileceği belirtildi.

LUCESCU: BİZE 'OYNATMAYIN' DEDİLER
 
Shakhtar Donetsk Teknik Direktörü Mircea Lucescu ise Fred'i oynatması ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
"Fred için bize tavsiyede bulunmuşlardı, onun oynamamasını tavsiye ettiler. Gayri resmi bir tavsiyeydi bu. Ben bu oyuncu ile bir görüşme yapmıştım. Doktorun sorumlu tutulması gerekiyor bu durumdan. Resmi bir rapor mevcut. Sağlık raporundan bahsediyorum. Bir maçta 13 kilometre koşan bir oyuncunun ilaca ihtiyacı olduğuna inanmıyorum. Umarım 2. testi de geçecektir."

http://www.herkulhaber.net/spor/fenerbahce-shakhtar-maci-icin-uefaya-itiraz-etti/8059/

Çözüm Sürecinde Erdoğan'ın Tarihe Geçen U DÖNÜŞLERİ

"Erdoğan dün yaptığı açıklamayla Çözüm Sürecini resmen bitirdiğini açıkladı. Peki son 3-4 yıl içinde Erdoğan bakın Çözüm Süreci konusunda bakın nasıl zikzaklar çizmiş?"

İşte Erdoğan'ın PKK ve Çözüm Sürecin konusundaki U Dönüşleri;
23 Ağustos 2010: PKK ile görüşen şerefsizdir, bunu herkes bilsin.
2 Haziran 2011: Kürt sorunu vardır.
19 Eylül 2011: PKK ile biz değil, devlet görüştü, görüşücek.
27 Eylül 2012: PKK ile görüşme talimatını bizzat ben verdim.
18 Ekim 2012: PKK ile görüşülmesini ben istedim sıkıntısı olan bana söylesin.
16 Kasım 2013: Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığı Türkiye’yi göreceğiz.
2 Mart 2015: İmralı üstüne düşeni yaptı, Dolmabahçe bunun en açık ve bariz bir örneği.
21 Mart 2015: Dolmabahçe toplantısını doğru bulmuyorum.
28 Nisan 2015: Kürt sorunu yoktur.
28 Temmuz 2015: Çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil.

http://www.herkulhaber.net/genel/cozum-surecinde-erdoganin-tarihe-gecen-u-donusleri/8080/

Uluslararası Ceza Mahkemesi Erdoğan ve ekibi hakkında inceleme başlattı !

Uluslararası Ceza Mahkemesinde açılan incelemenin yargılamaya dönüşmesi olasılığı haliyle AKP üzerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın etkisini azaltacağı gibi AKP çevrelerinde, Recep Tayyip Erdoğan’sız bir AKP tartışmalarını da yeniden başlatabilecek. Öte yandan, Ahmet Davutoğlu’nun da UCM incelemesinde adının geçmesi artık AKP için Ahmet Davutoğlu dışında bir isim arayışını da zorunlu kılabilecek.

Aynı çerçevede, UCM incelemesinde yargılanma olasılığı, bugüne değin hala kararnamesi imzalanmamış MİT Müsteşarı Hakan Fidan için de AKP’nin, ortağı olacağı koalisyon hükümetinde ısrar etmesini engelleyebilecek.

Yine aynı şekilde, Efkan Ala başta olmak üzere özellikle MİT TIR’ları dosyasında sorumluluğu bulunduğu iddiaları çerçevesinde yargılanmaları gündeme gelebilecek olan ve halen AKP’de yer alan isimlerin bakanlıkları için de ısrar edilmesi mümkün olmayacak. 

Ayrıca şurası kesin ki, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Recep Tayyip Erdoğan’ı yargılaması olasılığı, AKP’nin ortağı olduğu bir koalisyon hükümetini de, önümüzdeki süreçte aşması gereken zorlu bir adım olarak bekliyor. 

UCM SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?

UCM Savcısı, UCM yargı yetkisi alanına giren suçlarla ilgili bilgilere dayanarak kendiliğinden de soruşturma açabiliyor. UCM nezdinde Türkiye aleyhine savaş suçu ile ilgili soruşturma açılması talebiyle yapılmış kimi başvurular var ancak bunlardan en ciddisi, Halkın Kurtuluş Partisi’nin yapmış olduğu başvuru.

Suriye Hükümetinin yapmış olduğu başvurular ise UCM’ye değil doğrudan BM Güvenlik Konseyi’ne yapılmış başvurular. Suriye’de Ayn-El Arap (Kobani) bölgesinden yapılacağı söylenilen başvuru ise henüz yapılmış değil.

UCM Savcısı, Roma Statüsü gereği kendisine yapılan suç duyuruları gibi gelen bilgi ve belgelerin ciddiliğini ve güvenilirliğini araştırmakta. Bunun için ilgili devletlerden, Birleşmiş Milletler Organlarından, hükümetler arası veya hükümet dışı örgütlerden veya uygun gördüğü diğer güvenilir kaynaklardan ek bilgi ve belge isteyebilmekte.

UCM Savcısı hatta bunun için yazılı veya sözlü ifade de alabilmekte.

Savcı, bir soruşturmanın derinleştirilmesi için haklı nedenler tespit ettiğinde, Ön Yargılama Dairesinden, topladığı destekleyici belgeler eşliğinde bir soruşturma yetkisi talebinde bulunmakta. Bu çerçevede, suçun mağdurları UCM Ön Yargılama Dairesine Usul ve Delil Kurallarına uygun olarak açıklama yapabiliyor. Savcının talebini ve dayanağı delillerini inceledikten sonra UCM Ön Yargılama Dairesi de, soruşturmayı derinleştirmek için haklı nedenler olduğuna kanaat getirirse ve dava, Mahkemenin yetki alanına giriyor ise soruşturmayı başlatma yetkisi veriyor. Savcının soruşturma yetkisi verilmesi talebinin UCM Ön Yargılama Dairesi tarafından reddedilmesi durumunda ise Savcı, sonradan aynı durumla ilgili olarak, yeni olay ve delillere dayanarak yeniden talepte bulunabiliyor.

UCM’NİN BAŞLATTIĞI İNCELEME SONRASI BEKLEME KARARI VERİLECEK

Ancak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Roma Statüsü’nü şimdilik imzalamamış olması nedeniyle UCM Savcılığı, başlattığı ilk inceleme sonrası UCM yazı işleri müdürlüğünden talepte bulunarak, Türkiye’den UCM yetkisini tanıyıp tanımayacağını sorabilecek. Ancak, UCM Savcılığı istese bile Türkiye’nin bu talebe olumlu cevap vermesi beklenilmiyor.

UCM Savcılık makamı, başlattığı ilk inceleme ardından, incelemesini bitirdiğinde doğrudan veya duruma göre BM Güvenlik Konseyi’nde soruşturulan, başvuruların sonucu için bekleme kararı da verebilecek. Konu ile ilgili inceleme sonuçları ise daha sonra yayınlanacak.

UCM YARGILAMASINI ORTADAN KALDIRACAK SEÇENEK, TÜRK YARGISI

AKP hükümeti döneminde, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile soykırım suçu ve insanlığa karşı suçlarına yer verilmesinin ardından Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye ekibinin savaş suçundan Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde de yargılanması bir hükümet değişikliği sonrasında pek ala mümkün.

UCM’nin soruşturma konusu olan insanlığa karşı suç kapsamında Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Ekibinin Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde yargılanması durumunda UCM savcılığı, soruşturma konusu suç isnatları ile ilgili olarak ulusal makamlarda etkili soruşturma/kovuşturma süreçleri devam ettiği için, tamamlayıcılık ilkesi gereğince bu aşamada soruşturma yürütmeyeceğine karar vererek, süreci izlemeye devam edeceğini açıklayacak.

UCM HANGİ CEZALARI VERİYOR?

UCM yargılama sonucunda yargıladığı şahsa çeşitli cezalar verebilmekte. Buna göre, Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye ekibi hakkında inceleme süreci yargıya dönüşecek ve mahkumiyet kararı verilecek olursa bu cezalar azami 30 yılı aşmamak kaydıyla belirli süreli hapis veya suçun ağırlığının ve sanığın şahsi durumunun elvermesi halinde müebbet hapis olacak.

Mahkeme sanıkların yargılanma öncesinde ve sırasındaki tutum ve davranışlarını ceza indirimine esas alabilmekte. Verilecek olan ceza miktarını süreç belirleyecek.

Sanıklara verilen hapis cezalarının yanında ayrıca belli ölçütlere göre para cezası da verilebilmekte. Buna göre, suçtan doğrudan veya dolaylı olarak elde edilen mallar, varlıklar ve kazançlara el konulabiliyor.

Bu hüküm, özellikle IŞİD ile yasadışı petrol ticareti yapıldığına ilişkin iddialar çerçevesinde, suç yoluyla elde edildiği kanıtlanırsa sanıkların mal, varlık, hak ve kazançları üzerinden verilebilecek para cezasını belirleyecek.

HAPİS CEZALARI ÖZEL BM CEZAVİNDE ÇEKTİRİLİYOR

Uygulamada, savaş suçlularının cezaları, savaş suçlularının yargılamasının yapıldığı; Hollanda, Lahey'de, BM tarafından yaptırılan Scheveningen Özel Cezaevinde çektiriliyor.

Scheveningen Özel Cezaevi, Karadziç, Milosoviç, Mladiç gibi Sırp savaş suçlularına ev sahipliği ile ünlenmişti. Evrensel ölçütlerde insan haklarına saygı esası üzerine kurulu cezaevi taşıdığı bir çok özellik ve lükse rağmen yine de savaş suçlularının korkulu rüyası...

BM cezaevinde her biri 5.1 m uzunluğunda 3 m genişliğinde 84 adet hücre bulunuyor. Her bir hücrede ise tuvalet, duş ve çalışma masası var. Serbest internet kullanımı hariç, bilgisayar imkanı ve uydu kanalıyla tutukluların kendi dillerinden yayınları dinleme olanağı sunulan Özel Cezaevi, misafirlerine çeşitli sanat dalları ve bilim alanında kurs imkanları sunan BM’nin özel cezaevinde, spor-jimnastik salonları, masa tenisi ve diğer çeşitli spor dallarıyla ilgilenmek imkanı da var.

24 saat doktor, hemşire, ruhbilim hekimi ve cezaevine bitişik hastanenin bulunduğu Scheveningen Özel Cezaevinin bilinen cezaevlerinden en farklı yanı ise, günün büyük bölümünde hücre kapılarının açık bırakılması.

Hücre kapıları sadece gün ortasında kısa bir süre için o da, BM’nin infaz memurlarının nöbet değişimi saatinde kapatılıyor.

UCM’DEN KURTULUŞUN YOLU; ÖLÜM

UCM’de, kişi sorumluluğu ilkesi esası nedeniyle yalnızca gerçek kişiler yargılanabildiği için, kişinin ölümü halinde soruşturma ya da yargılama veya verilen mahkumiyet kararının infazı son bulmakta. Aksi takdirde, yukarıda aktardığımız bilgiler çerçevesinde incelenmekte olan Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye ekibi ile ilgili iddialar hakkında her hangi bir zamanaşımı söz konusu olamayacağı için koşulları oluştuğunda yargılama kararı verilmesi gelecekte de pekala mümkün.

Bu sebeple UCM süreci anlaşıldığı kadarıyla daha çok uzun zaman Türkiye gündeminde tartışılmaya devam edecek. //Av. Vural Ergül

http://www.herkulhaber.net/genel/uluslararasi-ceza-mahkemesi-erdogan-ve-ekibi-hakkinda-inceleme-baslatti-/8098/ 

Kahramanmaraş’ta Cemaatin Dershanelerine Baskın !

"Dernek ve hastane baskınlarından sonra bugün bir baskında eğitim yuvalarına geldi. "

Kahramanmaraş’ta isimsiz bir ihbarı dikkate alan polis, Kahramankent Eğitim Kurumları’na ve Fem Dershaneleri’ne operasyon düzenledi. 
 
Sabah erken saatlerde Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerce Kahramankent Eğitim Kurumları’na ve Fem Dershaneleri’ne operasyon düzenledi. 
 
Polisler şu an kurumlarda aramalar yapıyor. Her iki kurumun avukatları da polislerin yaptığı aramalara eşlik ediyor. Edinilen bilgiye göre, Emniyet'in aldığı isimsiz bir ihbarla her iki kuruma operasyon başlattığı öğrenildi. 
 
FUAT AVNİ OPERASYONU YAZMIŞTI
 
Sosyal medya fenomeni FuatAvni bu iddiayı daha önce yazmıştı. Yapılacak operasyonları önceden bilmesiyle tanınan FuatAvni, dersanelere de operasyonların yapılacağını yakın zamanda Twitter'daki hesabından paylaşmıştı.
 
 

24 Temmuz 2015 Cuma

Artık yokum ben yancı olmam

"ÖĞLE saatlerinde telefonum çaldı. - Bir kahve içer miyiz? Arayan Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi “Sevgili Kaptan” Cüneyt Tanman’dı. Tanman, Başkan Dursun Özbek tarafından, “Futboldan Sorumlu Yönetici” olarak atanmıştı. “Biraz konuşalım” dedi ve buluştuk. Hayrola Kaptan. Bırakıyor musun? “Hem evet, hem hayır” dedi ve söze başladı: “Yukarılar zor ve flu. Yani net değil. Orada kendiniz olamıyorsunuz Var olan bir şeye yok demek zorunda kalıyorsunuz. Ben de daha net olan bir alana yönelmeye karar verdim.” Bu sözler aslında G.Saray’ın ortasına bırakılmış bir bombaydı. Galatasaray’ın futboldan sorumlu yöneticisi bu görevini bırakıyordu. Tanman sadece Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmaya karar vermişti. Peki ne olmuştu da, taşlar yerinden oynamış, Tanman böyle bir karar almıştı. Öyle ya, zaman zaman futbolcu menajerlerinin hakaretlerine bile tahammül edecek kadar sabır taşına dönüşen bir isim, bir anda “İstifa” ile özdeşleştirilecek bir karar alıyordu. İşte Tanman’ın söyledikleri..."

ORU: Sarı Lacivertlilerin yıldız transferleri Galatasaray’ı nasıl etkiledi?
‘Tabii ki baskı yarattı Ama ben o kadar para harcatmazdım’
ARSLAN: Fenerbahçe’nin transferleri nasıl bir etki yaptı?
TANMAN: 14 yabancı kuralı, geçen yıl şampiyonluğu kaçıran Fenerbahçe’nin algıyı değiştirmek istemesi... Ve (tabii bence) Türk Futbolunun harcamaması gereken bir bütçeyi harcaması.. Bütün bunlar elbette bir baskı yaratıyor.
ARSLAN: Siz yapmaz mıydınız bu kadar transferi?
TANMAN: Keşke bizim elimizde de o bütçe olsaydı..
ARSLAN: Eee siz de yaparmışsınız işte transfer...
TANMAN: Hayır, hayır.. Yine de bu kadar para harcatmazdım. Ama artık Türkiye’de her yerde bir mücadele var. Şampiyonluk mücadelesi bir yanda, kupa bir yanda.. Transferde de şampiyon olmak istiyor herkes. Her ne olursa olsun insanlar sadece kazanmayı düşünüyorlar.
ARSLAN: Nasıl değişecek bu tablo?
TANMAN: Bakın Barcelona’da, yani alt yapıda “Eğer rakipten daha yaratıcı değilseniz ve daha çok faul yaptıysanız, o galibiyetin anlamı yok” felsefesi ile oyuncuları eğitiyorlar ve sonuçlarını da alıyorlar.
 
KADROYU AZALTMADAN KİMİ NASIL ALALIM?

ARSLAN: Nedir G.Saray’ın transferdeki zorluğu?
TANMAN: UEFA kriterleri var. İnsanlar hep al diyor. Ama alırken de bir yandan elinizdeki kadroyu da azaltmak zorundasınız. Önünüzü görmeden nasıl devam edersiniz?
ÖNEMLİ SORU: Transferler neden gecikti?
ARSLAN: Başkan ile aranızdaki bu sorundan dolayı mı G.Saray’ın transferleri gecikti?
TANMAN: Hayır. Bakın Galatasaray’ın şampiyon olmuş değerli bir kadrosu, bu kadroyu tanıyan bir hocası var. Ve hocanın kafasında da bir plan var. Transferleri yaparken kulübün içinde bulunduğu yapıyı ve bu planı dikkate almak lazım.
Podolski’nin, kulübü 5-6 milyon Euro istiyordu. 2.5 milyon Euro’ya transfer ettik. Carole, scout ekibimizin izlediği bir oyuncuydu. Cem’i hocamız çok istedi. Yani tüm transfer sağlıklı alınmış kararlarla gerçekleştirildi.


“İŞ YAPAMAYACAKSAK, ORADA DURMAM”

TANMAN: Artık A takım ile ilişkim olmayacak.
ARSLAN: Niye?
TANMAN: Başkan bundan böyle kendisi müdahil olmak istedi. Hoca ile o konuşacak.
ARSLAN: Bu sürpriz bir karar mı beklenilen bir şey miydi?
TANMAN: Aslında çok da sürpriz değil. Beni futbolun başına getirmek istediğini söylediği zaman, “Ben oraya defalarca geldim. İş yapamayacaksam, orada durmam” demiştim.
ARSLAN: İşinizi yapamıyor muydunuz o zaman?
TANMAN: Anlatayım o zaman. Başkan’ın adına başkanın kardeşi Mehmet Özbek ile birlikte yürüttük bugüne kadar tüm işleri.
ARSLAN: Cahilliğimi bağışlayın ama Mehmet Bey seçilmiş yönetici mi?
TANMAN: Hayır. Ama buraya takılmayın lütfen. Bakın Dursun Bey seçildiği günden bu yana Galatasaray için attığı imzalar ve verdiği nakitlerle birlikte 60-70 milyon dolarlık bir yükün altına girdi. Dolayısıyla kardeşi ile birlikte altına girdiği bu mali yükün sorumluluğunu paylaşması kadar doğal bir şey yok.
ARSLAN: Devam edin.
TANMAN: Bir takımda etkili görev yapabilmenin iki yolu vardır. Forma dağıtan isim ki burada teknik adam bu görevi üstlenir. İkincisi de para ilişkisini sağlayan isim. Bu ikisinin dışında bu sorumluluklarda yer almaya çalışırsanız ancak “yancı” olursunuz. Ben yancılığı kabul etmedim. Fonksiyonunuz olmadığı zaman ancak görüntü verirsiniz. Ben primi konuşamayacaksam, topa girmeyeceksem, kampa gitmemin de, bu görevi sürdürmemin de anlamı yok.
ARSLAN: Bunu Başkan Dursun Özbek ile konuştunuz mu?
TANMAN: Evet.
ARSLAN: Ne söyledi size?
TANMAN: “Sen gitme kampa, Mehmet gidecek” dedi. Dediğim gibi mali yükün altına kardeşi ile birlikte girdi. Ve bu şekilde olacak dedi. Biliyorsunuz Galatasaray’da başkanlık sistemi geçerlidir. Başkan ne derse o olur.

“BAŞKAN ÖZBEK DESTEKLENMELİ AMA...”
 
ARSLAN: Peki yönetim kurulu üyeliğinden de istifa edecek misiniz?
TANMAN: Hayır. Genel Kurul’un bana verdiği bir görev var.
ARSLAN: Öfkeli misiniz?
TANMAN: Öfke demeyelim. Ama insanların, “Cüneyt Tanman, tenzili rütbeden dolayı konuşuyor ve kaçtı gitti” diye düşünmelerini istemem.
ARSLAN: Dursun Özbek ile büyük bir ayrışma yaşadınız?
TANMAN: Bakın ben Galatasaray’ın içine düşürüldüğü durumdan çıkması için Dursun Özbek’in önemli olduğunu düşünüyorum. Desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Parayı bulan, krediyi bulan o.
ARSLAN: Yarı yolda bırakılmış gibi hissediyor musunuz?
TANMAN: Bunun yorumunu ben yapmayayım.

“KONUŞMAM KIRIP, DÖKMEK DEĞİL”

ARSLAN: Bu sözler çok ses getirecek..
TANMAN: Evet belki.. Çünkü ilk günden itibaren konuştuğumuz şey başka bir şeydi. Beni insanlara (G.Saray Genel Kurulu’na) sunarken başka şeyler söylendi. İnsanlar da buna inandılar. Ama yine de ben sözümü tuttum, tutmaya da devam ediyorum.
ARSLAN: Artık muhalefette misiniz?
TANMAN: Hayır. Benim konuşmamı kırıp dökmek kabul etmeyin. Bir muhalif değilim. Galatasaraylılar, forma almalı, kombine almalı, takıma güvenmeli.

UMARIM AKCAN'IN BAŞINA BİR ŞEY GELMEZ

ARSLAN: Şimdi ne yapacaksınız?
TANMAN: Alt yapıda ciddi adımlar attık. Ahmet Akcan yapının başına geldi. Sözleşme imzalanmadı ama karar çıktı. Eğitimci ve dari yapıyı çok iyi bilen biri. Derwall, Denizli, Holman, Held ve Souness ile çalışmış, Alman Sportif Akademi’ni bitirmiş bir isim. İnşallah başına bir şey gelmez.

http://www.herkulhaber.net/spor/artik-yokum-ben-yanci-olmam/7804/ 

Merve Boluğur kariyerini müstakbel eşi Murat Dalkılıç'a teslim etti


"Merve Boluğur, henüz nikah masasına oturmadan kariyer planlamasını müstakbel eşi Murat Dalkılıç’a bıraktı. Ünlü oyuncu, 10 yıldır menajerliğini yapan kuzeni Tuba Taçan ile yollarını ayırıp Dalkılıç’ın menajeri ile anlaştı."

24 Ağustos’ta ünlü şarkıcı Murat Dalkılıç ile nikah masasına oturmaya hazırlanan Merve Boluğur, henüz imzayı atmadan tüm kariyer planlamasını müstakbel eşine teslim etti. Evlilik için gün sayan ünlü çift, hayatlarını birleştirmeden önce menajerlerini birleştirdi.

10 YILDIR YANINDAYDI

Boluğur, şöhret basamaklarını çıkarken hep yanında olan ve 10 yıldır menajerliğini yürüten kuzeni Tuba Taçan’dan ayrılıp, Dalkılıç’ın menajeriyle anlaştı.

AĞABEYİNE YOL AÇTI

Kı­vanç Tat­lı­tu­ğ’­un ağa­be­yi Cem Tat­lı­tuğ, hem kar­de­şi­ne hem de bir­çok oyun­cu­ya me­na­jer­lik hiz­me­ti ve­ri­yor.

MALİ İŞLERİNİ AĞABEYİ YÜRÜTÜYOR

Pop müziğin efsanevi ismi Sezen Aksu da iş konusunda ailesinden vazgeçmeyen-lerden... Minik Serçe’nin bütün mali işlerini erkek kardeşi Nihat Yıldırım yapıyor. ‘SN’ isimli bir müzik şirketi olan Yıldırım, ablasının yer aldığı organizasyonları da yürütüyor.

MERVE’NİN AKSİNE KAN BAĞINA GÜVENİYOR  

Pop müziğin sevilen ismi Murat Boz ise menajerliğini kuzeninden alan Merve Boluğur’un aksine tüm işlerini yakın kan bağı olan ağabeyi Ali Boz’a emanet etti.

Ünlü şarkıcı, maddi ve manevi olarak en çok ağabeyine güvenebileceğini belirtti. Murat Boz gibi sanat dünyasında birçok ünlü isim de her işini kardeşine emanet ediyor.



http://www.herkulhaber.net/magazin/merve-bolugur-kariyerini-mustakbel-esi-murat-dalkilica-teslim-etti/7805/

Terör örgütü IŞİD, Türkiye’deki turistleri hedefe koydu

" Ankara’nın terör örgütü IŞİD’in Suriye’deki mevzilerine düzenlediği etkili operasyon üzerine, örgüt sosyal medya üzerinden Türkiye’deki militanlarına saldırı hazırlığı talimatları vermeye başladı. "

Suriye tarafından “tweet” atan örgüt yöneticileri, uyuyan hücrelerinden ateşli silahlar edinmelerini; ateşli silah bulamazlarsa bıçak gibi kesici ve delici aletler temin etmelerini istedi.

Twitter’daki IŞİD hesaplarından, teröristlere saldırılarında vurmaları gereken hedefler de veriliyor. Bunlardan en dikkat çekeni, Türkiye’deki turistler oldu. “Ahmes Zirve” adlı twitter hesabından, IŞİD’e yapılan eşzamanlı operasyonlara karşı turistik alanlara misilleme düzenlenebileceği tehdidinde bulunuldu. IŞİD’li terörist, “Türkiye #islamdevletine karşı savaşı durdurmak zorunda yoksa sonu Tunus gibi olur. İD (İslam devleti) Tunus'da olduğu gibi turistleri kursundan geçirebilir” twit’ini paylaştı.

Mesajda özellikle Tunus örneğinin verilmesi dikkat çekti. Haziran’da Tunus’un Suse kentinde bulunan sahil kenarındaki Imperial Marhaba Oteli’nin sahilindeki turistleri yaylım ateşine tutan IŞİD, 39 kişiyi öldürmüştü. Saldırıda 36 kişi de yaralanmıştı. Sahile turist kılığında gelerek dehşet saçan IŞİD militanının adının Ebu Yahya el-Kayravni olduğu açıklanmıştı.

IŞİD saldırısından sonra, Tunus’a seyahat etmek isteyen binlerce turist rezervasyonunu iptal ederken, ülkede konaklayan yabancı tatilciler de tatillerini yarıda kesip geri dönmüşlerdi. IŞİD’in Türkiye’de aynı saldırı planı yapmasının perde arkasında da dünyanın gözünde Türkiye’nin güvensiz bir ülke olduğu algısını oluşturmak olduğu vurgulandı.

Örgütün turistlere yönelik saldırı planlarını değerlendiren terör uzmanları, AKP hükümetinin sahil ve müzeler gibi turistlerin yoğun olarak bulundukları mekanları koruma altına alması gerektiğini söylüyor.

 
 

Urfa İstihbarat Müdürü Yılmaz'ın Şaşırtan Geçmişi

"Urfa İstihbarat Şube Müdürü Rüştü Yılmaz’ın Gaffar Okkan’ın şehit edildiği dönemde Diyarbakır Emniyeti’nde Hizbullah masasının amiri olduğu ortaya çıktı."

Şanlıurfa İstihbarat Şube Müdürü Rüştü Yılmaz’ın görev yaptığı dönemlerde dini motifli örgütlerin sansasyonel eylemlerinde artış olması dikkat çekiyor.
Yılmaz, Diyarbakır’da Hizbullah masası amiri olarak görev yaptığı dönemde Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, Hizbullah tarafından şehit edilmişti. Yılmaz suikastin ardından görevden alınmıştı.

MEMURUNU BIRAKTI

Hizbullah, Yılmaz’ın Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde polis Mehmet Zengin’i de şehit etti. 2000'de şehit edilen Zengin’in uğradığı silahlı saldırıda ihmal iddiaları gündeme gelmiş ancak soruşturma yapılmamıştı. Zengin yerde teröristle boğuşurken Yılmaz’ın elinde silah olmasına rağmen kaçtığı ve anonsla yardım istemediği o dönemlerde gündeme gelmişti. İhmal iddialarına rağmen Yılmaz hakkında soruşturma başlatılmamıştı.

FİŞLEME İDDİASI

Sınırda her gün terör örgütlerinin karşılıklı çatışmaya girdiği ajanların en yoğun bulunduğu Şanlıurfa’da Yılmaz’ın IŞİD ve PKK ile ilgili çalışma yapmak yerine emniyet personeli hakkında fişlemeye mesai harcadığı savunuluyor. Şubeleri dolaşan Yılmaz’ın muhalif yayın yapan gazete ve televizyonları yasakladığı, açık olan bir kanalı görünce de, “Kim açtı bu vatan hainlerinin kanalını” dediği iddia ediliyor.

Rüştü Yılmaz, Çevik Kuvvet, Terörle Mücadele ve Güvenlik Şube’yi de kendisine bağlayarak bütün şubelerdeki personelinden PKK ya da IŞİD’e değil sözde paralel yapıya odaklanmasını beyan ettiği öğrenildi. Personelin IŞİD’le mücadelenin yetersiz olduğunu ısrarla belirtmesine rağmen Yılmaz'ın, kendi seçtiği deneyimsiz personelin bütün enerjisini fişleme çalışmasına ayırdığı iddia ediliyor.

İki yıl öncesine kadar PKK ve dini motifli örgütlerden sorumlu en az 5 amirin bulunduğu, Urfa Emniyeti İstihbarat Şube’de 17 Aralık operasyonu sonrası uzman istihbaratçıların yüzde 90’ı tasfiye edildi. Komiser  H.K’yi mart ayının sonunda çıkartıp yerine istihbarat geçmişi olmayan komiser Hakkı Özgür’ün getirildiği belirtiliyor. Bakanlığın çağrısına rağmen Özgür’ün hâlâ izinden dönüp iş başı yapmadığı kaydediliyor. Yerine polis  bakıyor.

RÜTBELİLER TATİLDE

32 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın yaşandığı gün, gerek Şanlıurfa gerekse de Suruç’ta yeterli personelin olmadığı ortaya çıktı. Bölgenin hassasiyeti gözetilmeden memurlara plansız izin verildiği tespit edildi. Kritik bir ilçe olan Suruç’un istihbarat amirliğine ise bir polis memuru vekaleten atandı.

DENEYİMSİZLERİ GÖREVLENDİRDİ

Yılmaz'ın talebiyle tecrübesiz personeller kritik şubelerde görevlendirilirken uzmanlık alanı terör, istihbarat olan polisler de trafik şube, karakol ve çevik kuvvet şubelerine atandı. Bölgeyi çok iyi bilen yıllarca bölgede görev yapmış polislerin yerine bölgeyi bilmeyen özellikle Adıyaman doğumlu polisler atandı. Bu durumun da güvenlik zafiyetine neden olduğu belirtiliyor.
Çözüm süreci ve Suriye politikası nedeniyle PYD ve IŞİD militanlarının sınır hatlarındaki geçişlerine göz yumulduğu da iddialar arasında yer alıyor.
 

İzmir’de Polisten ESNAFA Baskın




"İzmir merkezli olarak çok sayıda ilde, esnafa yönelik polis baskınları yapıldı."

Baskınların, Savcı Okan Bato'nun talimatıyla düzenlendiği öğrenilirken 22 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Basmane semtinde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulanan esnafların yanısıra çok sayıda kişinin de evinde arama yapıldığı bildirildi.
Gözaltına alınan esnafların yakınları, emniyetin önünde beklemeye başladı.

http://www.herkulhaber.net/genel/izmirde-polisten-esnafa-baskin/7778/

23 Temmuz 2015 Perşembe

İhsan Özkes CHP'den istifada kararlı

"Partisinden dün istifa eden CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, istifasını geri almayacağını belirterek, “Aylardır yaşanılanların neticesinde, uzun süre düşünerek bu kararı aldım. Öyle oldu bitti ile rastgele alınmış bir karar değil” dedi"

Sessizliğini bozan Özkes, istifa kararını geri alması için partili arkadaşlarının yoğun talepte bulunmasına rağmen, kararından dönmeyi düşünmediğini ifade etti. İstifa etmeden önce pazartesi akşamı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile 45 dakika görüştüğünü belirten Özkes, “Sorunlarımızı ortaya koydum. İstifa kelimesini kullanmadım ama sinyalini verdim. O da devam etmem konusunda telkinde bulundu” diye konuştu.
‘PM İLE İLGİSİ YOK’
Parti meclisinden (PM) ayrılması istendiği için istifa ettiğine ilişkin haberleri ve iddiaları yalanlayan Özkes, “Kesinlikle kimse benden PM’den istifa etmemi istemedi. Böyle bir talep ne konuşulmuştur ne de bir yerde geçmiştir. Bunu kim çıkarıyor bilmiyorum. Demek ki başka nedenleri var. Benimle alakası yok” ifadesini kullandı.
BAŞKA PARTİYE GEÇECEK Mİ?
İstifa nedenlerini bugün yapacağı açıklamayla kamuoyuna duyuracağını belirten Özkes, başka partiye geçeceği haberlerini de yalanlayarak, “İnsanın kişiliğine saygılı olunması lazım. Benim bir başka partiye geçeceğimi nereden çıkarıyorlar, anlamakta güçlük çekiyorum. Sıkıntılarımı partimle görüştüm. Neticede çözüm bulamadım, istifa ettim. Bunu başka yerlere çekmek doğru değil” dedi. 

http://www.herkulhaber.net/genel/ihsan-ozkes-chpden-istifada-kararli-/7702/

Milliyet'in Kovduğu Gürsel'in Yayımlanmayan O Yazısı

"32 kişinin hayatını kaybettiği Suruç katliamının ardından CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan'a eleştiriler yönelten ve attığı tweet nedeniyle Milliyet gazetesinden gönderilen Kadri Gürsel, gazetede yayımlanmayan son yazısını kişisel bloğunda yayımladı."

Gürsel, "Kullanışlı bir katliam" başlığıyla kaleme aldığı yazısında, "Şimdi Saray’ın istediği, CHP ile koalisyon seçeneğinin de tez vakitte savuşturulmasıdır. Suruç katliamı tam da bu konjonktürde düzenlendi" ifadesini kullandı. Dün Ceylanpınar'da iki polisin şehit edildiği saldırıyı PKK'nın üstlenmesine dikkat çeken Gürsel, şunları söyledi:
"Suruç katliamına misilleme amaçlı saldırı ve cinayetler yeni bir şiddet dalgasını tetiklerse bundan en çok, ilk erken seçimde HDP’yi baraj altına indirme ve MHP’ye giden oyları da geri alarak yeniden tek başına iktidar olma hayalini kuranların faydalanacağı açıktır. Suruç katliamını kullanışlı yapan da budur."
Kadri Gürsel'in kişisel blog sayfası kadrigursel.com'da yayımladığı yazısı şöyle: 
20 Temmuz’da çoğu genç 31 solcu aktivistin ölümüyle sonuçlanan Suruç’taki katliamın bir benzeri 5 Haziran’da, seçimden sadece iki gün önce Diyarbakır’daki HDP mitinginde düzenlenmek istenmişti.
Diyarbakır’daki miting alanında patlayan iki bomba dört kişinin ölümüne 50 civarında kişinin de yaralanmasına yol açtı.
O gün o bombalar Suruç’taki gibi çok daha kanlı bir tablonun doğmasına neden olsaydı, kitlelerin öfkesi seçim öncesinde kontrolden çıkabilir miydi?
Bir öfke patlamasının sonuçları sandığa nasıl yansırdı?
İşte şimdi bu toplumsal öfkenin kontrolü konusunda kafa yorulması gereken bir kavşak noktasındayız. 
7 Haziran öncesinde HDP’nin seçim büroları kurşunlandı, kundaklandı; Adana ve Mersin’de bombalı saldırıya uğradı. Şans eseri ölen olmadı.
Ağrı Diyadin’deki ağaç dikme şenliğine düzenlenen tuhaf operasyonu da hatırlatalım...
Provokasyonları düzenleyenler 7 Haziran öncesinde amaçlarına ulaşamadılar. HDP’nin tabanı sokağa dökülmedi; PKK savaş başlatmadı. Ve nihayetinde seçim barajını rahatlıkla geçerek parlamentoya 80 milletvekili sokan HDP, AKP’nin tek parti iktidarını yitirmesinde büyük rol oynadı.
Burada bir parantez açıp Erdoğan’ın MHP’ye, “İmralı süreci”ne tepkinin neticesinde gittiğini varsaydığı AKP oylarını geri almak için yakın tarihin en milliyetçi seçim kampanyasını yürüttüğünü, diyalog masasını devirdiğini ve hatta “Kürt sorunu yoktur” dediğini de eklemek gerek.
Meydanlara inen Erdoğan belki oyların bir kısmını partisine geri kazandırmıştır ama gördük işte, yetmedi.
AKP ilk kez sandıkta yenildi. Saray’ın bünyesi ise ne yenilgiyi kabul etti ne de yenilginin icabı olan koalisyon fikrini... 
Saray’da her türlü koalisyon ihtimalini geçersiz kılıp sonbaharda erken seçime gitmek için seçimi izleyen ilk günlerde pozisyonlar alındı.
Şimdi Saray’ın istediği, CHP ile koalisyon seçeneğinin de tez vakitte savuşturulmasıdır.
Suruç katliamı tam da bu konjonktürde düzenlendi.
Öldürülenler, kimisi henüz 20 yaşında bile olmayan öğrenciler, genç insanlar... Ruhunda vicdanın kırıntısı kalmış insanları bile isyan ettirecek kadar yürek paralayıcı bir tablo var karşımızda.
Ya ölenlerle benzer duygu ve düşünce dünyasını paylaşan yüzbinlerce, milyonlarca insan?
Çok zor, çok...
7 Haziran’a kadar tezgahlanan provokasyonlar karşısında yumruklarını sıkarak sandığa gitmiş büyük bir kitle söz konusu... 
Şimdi ne olacak?
Şiddeti geçerli görenlerin istediği mi olacak?
İlk işaretler iç açıcı değil.
Dün iki polis memurunun Ceylanpınar’da öldürülmesini PKK’nın militan gençlik grubu HPG üstlendi.
Bunun muhtemel bir erken seçim öncesinde bölgenin içine sürükleneceği yeni bir terör sarmalının habercisi olmamasını umalım...
Suruç katliamına misilleme amaçlı saldırı ve cinayetler yeni bir şiddet dalgasını tetiklerse bundan en çok, ilk erken seçimde HDP’yi baraj altına indirme ve MHP’ye giden oyları da geri alarak yeniden tek başına iktidar olma hayalini kuranların faydalanacağı açıktır.
Suruç katliamını kullanışlı yapan da budur.
 

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Mario Gomez transferi açıkladı!

"Beşiktaş'ın transfer listesinin 1 numarasında yer alan Mario Gomez, Paris Saint-Germain maçı sonrası konuştu. "


Beşiktaş'ın transfer listesinde 1 numara olan Mario Gomez, İtalyan basınına geleceğiyle ilgili açıklamalar yaptı.

Alman golcü, hazırlık kampıyla ilgili olarak PSG'ye 4-2 kaybettikleri maçın ardından; "Bu ilk maçımızdı. PSG'ye karşı maç yapmak kolay değil. İyi pres yapıp, baskı kuruyorlar ve top oynamamıza izin vermiyorlardı. Tekrar ediyorum, biz daha hazırlıkların başlangıcındayız. Hazırlık kampından sonra sonuçlara odaklanmaya başlarız. Yeni bir hocayla, yeni bir taktiksel dizilimle oynadık." ifadelerini kullandı.

Transferiyle ilgili konuşan Mario Gomez; "Ben her zaman basına karşı açık oldum. Benim hayatım, futbol kariyerimden daha fazlasını içeriyor. Şu an transfer için önemli bir aşamadayız, benim için en iyisinin ne olduğuna karar vermeliyim. Doğru koşullar sağlanırsa olabilir. Önümüzdeki haftalarda neler olacağını göreceğiz. Hayatım değişmeyecek ama belki futbolla ilgili kariyerim değişebilir. Fakat, şu an alınmış kesin bir karar yok." diyerek sözlerini noktaladı.


http://www.herkulhaber.net/spor/mario-gomez-transferi-acikladi/7645/

Hocaefendi'den Suruç ve Adıyaman'daki saldırılar için taziye mesajı

"Fethullah Gülen Hocaefendi, Suruç'ta terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlar ve Adıyaman'da şehit olan asker için taziye mesajı yayınladı."

Mesajında, menfur saldırı münasebetiyle terörü ve bu saldırıları gerçekleştirenleri bir kez daha lanetlediğini dile getiren Hocaefendi, içeride ve dışarıda ülkenin ikbaline pusu kurmak için fırsat kollayan insi şeytanlara imkan verilmemesi için daha hassas olunması ve her türlü tedbirin alınması dileğinde bulundu.

İŞTE HOCAEFENDİ'NİN O TAZİYE MESAJI;

"Peygamberler şehri Şanlıurfa'mızın Suruç ilçesindeki elim terör saldırısı bir kere daha yüreklerimizi dağladı. Şer odakları yine genç yavruları hedefe koyarak karanlık oyunlarını oynadılar/oynuyorlar.

Mel'un saldırılarla, bu toprakların ikbalini karartmaya, aziz milletimizin önünü kesmeye ve bizi bize düşürmeye çalışıyorlar. Ümidim ve duam odur ki Allah'ın izni inayetiyle halkımızın sabrı, sağduyusu ve itidali, şerirlerin kirli emellerine ulaşmalarına mani olacaktır.

Suruç'taki hain saldırıda vefat eden vatandaşlarımıza ve Adıyaman'da şehit olan Mehmetçiğimize Cenab-ı Allah'tan rahmet kederli ailelelerine ve yakınlarına sabr-ı cemil dilerim. Yaralılarımıza da Hazreti Şafi'nin acil şifalar lütfetmesini niyaz ederim.

Menfur saldırı münasebetiyle terörü ve bu saldırıları gerçekleştirenleri bir kez daha lanetliyor; içeride ve dışarıda ülkemizin ikbaline pusu kurmak için fırsat kollayan insi şeytanlara imkan verilmemesi için daha hassas olunması ve her türlü tedbirin alınması dileğiyle bütün milletimize taziyelerimi sunuyorum"



http://www.herkulhaber.net/genel/hocaefendiden-suruc-ve-adiyamandaki-saldirilar-icin-taziye-mesaji/7602/

AKP’li eski vekilden gündemi sarsacak tweet

"AKP Teşkilat Başkan Yardımcısı ve önceki dönem Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen Suruç’taki katliamda kamu görevlilerinden de sorumluların olabileceğini iddia etti. "

AKP Teşkilat Başkan Yardımcısı ve önceki dönem Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen Suruç’taki katliamda kamu görevlilerinden de sorumluların olabileceğini söyledi. Ekmen, “Reyhanlı’da, 6-8 Ekim’de, Hakkari’de, Cizre’de görevini “eksiksiz” yapan bazı devlet görevlileri, Suruç’ta da gorevini(!) yapmış olabilir” dedi.

Ekmen Twitter’dan yaptığı açıklamada şunları söyledi:



21 Temmuz 2015 Salı

Fahriye Kıvanç'ın ağzından düşmüyor



"Fahriye Kıvanç'ın ağzından düşmüyor"

Sinema dünyasında çok kaprisli olduğu iddia edilen oyuncu Fahriye Evcen, Kıvanç Tatlıtuğ'un dilinden düşmüyor.Kıvanç'ın her gittiği yerde Fahriye ile bir daha çalışmayacağını söylediği öğrenildi. Birlikte rol aldıkları Kurt Seyit ve Şura dizisinin reyting kurbanı olmasının ardından hiçbir projede yer almayan Kıvanç Tatlıtuğ ve Fahriye Evcen'in aralarının bozuk olduğu öğrenildi.  Yakışıklı oyuncu gittiği görüşmelerde yapımcılara sürekli, "Ben bir daha Fahriye ile aynı projede kesinlikle yer almam. Hayatımda onun kadar kaprisli insan görmedim. Gittiğim her yerde de bunu söylüyorum ve bu söylemlerimin de kulağına gitmesini istiyorum" dediği öğrenildi. Güzel oyuncunun daha önce de rol aldığı dizilerden set ekibinin şikayetci olduğu haberleri yapılmıştı. Meyveli yoğurt istediği için set personelini pervane eden Evcen sevgilisi Özçivit'in film çekimlerinde de hem sevgilisini hem de set ekibini bezdirdiği konuşulmuştu.


Fenerbahçe'den Adnan Januzaj hamlesi


"Fenerbahçe Yönetimi, ön elemeler geçilip Devler Ligi'nde gruplara kalınması halinde 2 transfer daha yapma kararı almıştı. FANATİK, Başkan'ın talimatıyla Terraneo'nun şimdiden ikna turlarına başladığı yıldızı açıklıyor: Adnan Januzaj... Nani ve Van Persie de 20 yaşındaki yıldız için devrede. "

Robin van Persie, Nani, Kjaer, Souza, Fernandao, Fabiano, Ba ve Şener’i alarak transfer sezonunun yıldızı olan Fenerbahçe’nin durmaya niyeti yok.

Teknik direktör Pereira’ya, “Şampiyonlar Ligi’ne kalınması halinde 2 oyuncu daha alacağız” sözünü veren Başkan Aziz Yıldırım; ön elemede Shakthar Donetsk çıkınca bu transferlerden birini öne çekmişti. Bu çerçevede Milivojevic ile temasları sıklaştıran Sarı-Lacivertliler, asıl büyük bomba için de şimdiden çalışmalara başladı.

5 Milli Takımı vardı!

Aziz Yıldırım’ın rüyalarını süsleyen, Pereira’nın da “Müthiş olur” diyerek onay verdiği ismi, FANATİK ele geçirdi: Adnan Januzaj... 2011 yılında, yani Alex Ferguson’un henüz takım elbise giymediği dönemde, henüz 16 yaşındayken Anderlecht’ten Manchester United’a transfer edilen Januzaj, David Moyes döneminde kendisinden beklenen patlamayı yaptı. Bir dönem Premier Lige damgasını vuran genç yıldız; sahadaki futbolu kadar, milli takım tercihiyle de çok konuşulmuştu. Türkiye, Kosova, Belçika, İngiltere ve Arnavutluk Milli Takımları’nı seçme şansı bulunan Januzaj, en nihayetinde ‘Belçika’da karar kılmıştı. Manchester formasıyla ligde 27 maçta oynayıp, 4 gol-4 asistlik performansa imza atan kanat oyuncusu, tıpkı Van Persie gibi teknik direktör Van Gaal’in gazabına uğradı. Gözden düşen ve Kırmızı Şeytanlar’ın kiralamaya sıcak baktığı Januzaj için biçilen bonservis bedeli yaklaşık 8 milyon Euro... 20 yaşındaki oyuncunun mukavelesi ise Haziran 2018’e kadar sürüyor. Yıldırım’ın talimatıyla harekete geçen Terraneo, Manchester’dan gelen Van Persie ve Nani’nin de desteğiyle Adnan Januzaj’ı ikna etmeye çalışıyor.

B planı Mirallas

Tedbiri elden bırakmayan Sarı-Lacivertliler’in B Planı da hazır... Adnan Januzaj’da herhangi bir pürüz çıkma ihtimalini dikkate alan Aziz Yıldırım ve kurmayları, yine Premier Lig’de mücadele eden Everton’ın sol kanat oyuncusu Kevin Mirallas’ı da stepnede tutuyor. Mirallas’ı Bilic’in takımı West Ham United da çok yakından takip ediyor. Atletico Madrid’de Arda Turan’ın takım arkadaşı olan ve şu an Porto’da forma giyen kanat oyuncusu Adrian Lopez de Fenerbahçe’nin gündemindeki son isim... (Yusuf Dursun)

Milivojevic yola çıktı!

Sarı-Lacivertliler’de, Shakhtar Donetsk’le oynanacak Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme maçı öncesi orta alana bir takviye daha düşünülüyor. Listedeki isim olan Vitor Pereira’nın Olympiakos’tan eski öğrencisi Luka Milivojevic konusunda da pazarlıklar tüm hızıyla sürüyor. 23 yaşındaki futbolcunun, Yunan ekibinin son birkaç idmanına sakatlığını bahane ederek çıkmaması, artık kulübüyle yollarını ayırma kararı aldığı şeklinde yorumlandı. Kanarya, 6.3 milyon Euro’luk teklifini biraz daha artırıp, bu işi bitirecek. Öte yandan 3-1 kazanılan Guimaraes maçındaki performansıyla dikkatleri üzerine çeken rakibin 20 yaşındaki orta saha oyuncusu Bernard Mensah da, geleceğe yatırım olarak düşünülüyor.



http://www.herkulhaber.net/spor/fenerbahceden-adnan-januzaj-hamlesi/7543/

Selahattin Demirtaş'tan Suruç açıklaması

"HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Suruç'taki saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Demirtaş, "Biraz önce gelen bilgiye göre ölü sayısı 32 oldu" dedi. Ölen 30 kişinin kimlikleri belli oldu."

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, parti genel merkezi önünde Şanlıurfa Suruç'taki saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Demirtaş, "Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar bu ülkede huzur içinde yaşayacağız" dedi.

Demirtaş, "Yapacağımız toplantı sonrasında daha kapsamlı bir değerlendirme ve bundan sonraki aşamalarda HDP olarak alacağımız üedbirler ve yürüteceğimiz siyasete dair sizleri bilgilendireceğiz. Acı bir olay, insanlık dışı, vahşi ve barbarca bir katliamla karşı karşıya kaldık. Çoğu üniversite öğrencisi 32 gencimiz...her biri bu ülkenin ayrı bir değeriydi. Bu acı elbette çok büyük. Fakat şunu samimiyetle söyleyeyim. Katliam sonrası yapılan bazı değerlendirmeler ve partimize dönük saldırılar en az bu katliam kadar acıdır. Bu katliamı yapanların amaçlarından ulaşmak istedikleri hedeflerden çok çirkini maalesef Türkiye'de bazı siyasetçiler ve bazı medya ırganları tarafından yapılmaya devam ediliyor. Parti binalarımızın güvenlik tedbirlerini artıracağız, STK'lar da artırsın, vatandaşlarımız artırsın.

"IŞİD’İ BIRAKMIŞLAR HDP’YE SALDIRIYORLAR BU EN AZ KATLİAM KADAR ACI"

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Şanlıurfa’da gerçekleştirilen saldırı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İnsanlık dışı bir olayın yaşandığını kaydeden Demirtaş bazı medya organlarını eleştirdi. Demirtaş, “Böylesine katliamlar karşısında bile maalesef ki ülkenin medyası, siyasetçileri birbirine yakın duramıyorlar. Böylesine bir acı da bile bir birleşme, ortaklaşma yaşanmıyor, yaşanamıyor. Hepsi kendi kinlerinde boğulmuş insanlar. Yazdıkları, çizdikleri, söylediklerinin farkında değiller. İnsanlık adına utanç verici bir durum.” dedi.

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde gerçekleştirilen saldırı sonrası dün HDP Merkez Yürütmek Kurulu olağanüstü toplantı çağrısı yapmıştı. Bugün başlayan toplantı öncesi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Çok acı, insanlık dışı, vahşi bir katliam yaşandığını belirten 32 gencin hayatını kaybettiğini söyledi. Saldırı sonrası HDP’ye yönelik eleştirilere de değinen Demirtaş, “Bu katliam sonrası yapılan bazı değerlendirmeler partimize yönelik saldırılar en az bu katliam kadar acıdır. Bu katliamı yapanların amaçlarından, ulaşmak istedikleri hedeflerden çok daha çirkini bazı siyasetçiler medya organları tarafından yapılmıştır, yapılmaya devam ediyor. Biz ‘parti binalarımızın güvenlik tedbirini artıracağız, sivil toplum örgütleri, sendikalar kendi güvenliklerini artırsınlar, halkımız güvenlik tedbirlerini artırsın, dikkatli olsun, her yerde İŞİD barbarlarının tecavüz ordusunun teröristleri var, buna karşı dikkatli olun’ diye çağrı yaptık. Dünden bu yana havuz medyasının en aşağılık sesleri ‘silahlanma çağrısı’ yaptık diye HDP’yi suçluyorlar. IŞİD’i bırakmışlar HDP’ye saldırıyorlar. Bu en az katliam kadar acıdır.” ifadelerini kullandı.

Demirtaş şöyle devam etti:

“Böylesine katliamlar karşısında bile maalesef ki ülkenin medyası siyasetçileri birbirine yakın duramıyorlar. Böylesine bir acı da bile bir birleşme, ortaklaşma yaşanmıyor, yaşanamıyor. Hepsi kendi kinlerinde boğulmuş insanlar. Yazdıkları, çizdikleri, söylediklerinin farkında değiller. İnsanlık adına utanç verici bir durum. IŞİD zihniyetlilerden bir farkı yok bunların. Bu havuz medyasının ucuz insanlarına buradan sesleniyorum. Biliyorum paranızı kim verirse onun düdüğünü çalıyorsunuz ama unutmayın bu topraklar insanlığın ve medeniyetin var olduğu topraklardır. Bu topraklarda insanlığı yeniden ayağa kaldıracağız. Sizin beslemeniz IŞİD’e rağmen, sizin IŞİD zihniyetli anlayışına rağmen bunu başaracağız. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar kardeşliği büyüterek huzur içerisinde yaşayacağız. Bu alçaklara rağmen bunu başaracak.”

ÖLENLERİN KİMLİKLERİ BELLİ OLDU

Şanlıurfa'nın Suruç ilçesi'nde dün bombalı intihar saldırısında ölelerin sayısı 32'ye çıktı. Gaziantep'te otopsi işlemi tamamlanan 5'inin cenazeleri toprağa verilmek üzere memleketlerine gönderildi.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) dün Kobani'ye yardım amacıyla Suruç'ta düzenlediği basın açıklaması sırasında IŞİD tarafından  gerçekleştirildiği belirtilen intihar saldırısında, aralarında eylemi gerçekleştiren canlı bombanın da bulunduğu 32 kişi hayatını kaybetti. Ölenlerin cenazeleri otopsi için Gaziantep Adli Tıp Kurumu'da kaldırıldı.

Burada işlemleri tamamlanan Erdal Bozkurt'un cenazesi Ağrı Patnos'a, Okan Pirinç'in cenazesi Hatay'a, Alican Vural'ın cenazesi Samsun'a, Ferdane Ece Dinç'in cenazesi İstanbul'a, Alper Sapan'ın cenazesi ise Giresun'a gönderildi.

Yetkililer herhangi bir açıklama yapmazken, SGDF yetkilileri, ölenlerden 30'unun kimliklerini açıkladı. Bu isimler şunlar:

Uğur Özkan, Kasım Deprem, Hatice Ezgi Sadet, Cemil Yıldız, Çağdaş Aydın, Nazlı Akyürek, Ferdane Ece Dinç, Mücahit Erol, Murat Yurtgül, Emrullah Akhamur, İsmet Şeker, Okan Pirinç, Nartan Kılıç, Ferdane Kılıç, Serhat Devrim, Met Ali Barutçu, Erdal Bozkurt, Süleyman Aksu, Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Alper Sapan, Alican Vural, Osman Çiçek, Dilek Bozkurt, Büşra Mete, Yunus Emre Şen, Ayda Ezgi Şalcı, Mehmet Ali Varol.

http://www.herkulhaber.net/genel/selahattin-demirtastan-suruc-aciklamasi/7545/

CHP'de İhsan Özkes istifa etti




"CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, partisinden istifa etti. CHP'nin Meclis'teki sandalye sayısı 131'e düştü."

CHP'nin emekli müftü milletvekili İhsan Özkes, partisinden istifa etti.

Hürriyet'in ulaştığı Özkes, "partiden istifa ettim" dedi, ancak gerekçesini açıklamadı. Özkes, "Gerekirse açıklama yapacağım. Ama şu anda birşey söylemek istemiyorum" dedi. Özkes, istifa dilekçesini hem CHP'ye, hem de TBMM'ye ilettiğini söyledi.

İhsan Özkes istifasını Twitter hesabından duyurdu:
İHSAN ÖZKES KİMDİR?

1957 yılında Çorum’da doğdu.

1976’da Ankara İmam Hatip Lisesinden mezun oldu.

Bir müddet Çorum Alaca İlçe merkezinde İmam-hatip olarak görev yaptı.

İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü(Gece Bölümü) Tefsir Hadis Bölümünden 1981’de birincilikle mezun oldu.

Yüksek öğrenim esnasında Beyoğlu’nda Kuran Kursu öğreticiliği yaptı.

1981’de Sinop Gerze Müftüsü olarak atandı.

Balıkesir’de Asteğmen öğrencilik, Elazığ’da Asteğmen olarak vatani görevini yaptı.

Yozgat-Sorgun Müftüsü olarak birkaç (1983-1985) yıl hizmet verdi.

İlmi araştırmalar yapmak üzere Mısır ile Tükiye’nin kültür mübadelesi çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığınca devlet memuru olarak iki yıl (1985-1987) süreyle Mısır’a gönderildi.

1987’de Bolu-Akçakoca Müftüsü oldu.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Hadis Ana Bilim Dalında mastır yaptı.Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi İhtisas Kursuna katıldı.

İstanbul Merkez Vaizliği yaparken 1992'de Üsküdar Müftüsü olarak atandı.

11.01.1999 tarihinde DSP Üsküdar Belediye Başkan Adaylığı için görevden ayrıldı.

14.06.1999’da Şile Müftüsü olarak tekrar göreve döndü.

11.10.1999’da Beyoğlu Müftülüğü’ne naklen tayin edildi.

08.08.2002’de CHP İstanbul Milletvekili Aday Adaylığı için görevinden ayrıldı.

09.12.2002’de Adana Yüreğir Müftülüğü’ne atandı.

2003 yılında emekli oldu.

2004 Yerel Seçimlerinde CHP Üsküdar Belediye Başkan Aday Adayı oldu.

2010’da CHP İstanbul Kurultay Delegesi seçildi.

23 Mayıs 2010 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi 33. Olağan Kurultayı’nda Parti Meclisi Üyesi olarak seçilmiştir.

18 Aralık 2010 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi 15. Olağanüstü Kurultayı’nda tekrar Parti Meclisi Üyesi olarak seçilmiştir.

30 Mart 2014'te yapılan Yerel Seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi Üsküdar Belediye Başkan Adayı oldu.

2014 yılında gerçekleştirilen CHP 18'inci Olağanüstü Kurultayı'nda en yüksek oy oranı ile tekrar Parti Meclisi üyesi seçildi.

CHP İstanbul 1. Bölge Milletvekilidir ve 2015 Genel Seçimlerinde CHP İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayıdır.

Evli ve beş çocukludur.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ:

Riyazu’s-Salihin Tercümesi ve Şerhi
Peygamberimiz Döneminde Kadınlar
Oruç, Mübarek Geceler ve Bayramlar
İnanç Sömürüsü İslam’a ve Uygarlığa Büyük Engeldir
Siyasallaştırılan Din, Dinleştirilen Siyaset
Daraltılan Din, Tartılan İman
Ataturk CHP ve Din
Emevi Siyaseti - Dinin Saltanata Dönüşmesi
Dünden Bugüne Cami Yalanları


http://www.herkulhaber.net/genel/chpde-ihsan-ozkes-istifa-etti/7564/